Gazeteci Amberin Zaman, Washington’daki Trump–Şara görüşmesinin sembolik önemini, Sezar yaptırımlarının etkilerini, Kürtlerin kaygılarını ve Ankara–Şam denklemindeki tıkanıklığı değerlendirdi.
Gazeteci Amberin Zaman, İlke TV’ye yaptığı kapsamlı değerlendirmede Washington’da gerçekleşen Trump–Şara görüşmesinin bölgesel dengeleri yeniden şekillendirecek ölçüde önemli olduğunu söyledi. Zaman, Türkiye’nin Suriye’de somut bir ilerleme olmadan içeride yeni bir siyasi süreç başlatmak istemediğini belirtirken, Sezar yaptırımları, Kürtlerin dışlanma kaygıları ve İran–İsrail rekabetinin Suriye üzerindeki etkilerine dikkat çekti.
Türkiye–Suriye denkleminde kritik tıkanıklık
Zaman, Ankara’nın Suriye sahasında ilerleme sağlanmadan iç politikada yeni bir adım atmak istemediğini söyledi. Sürecin merkezinde ABD’nin bulunduğunu belirten Zaman, Washington’daki gelişmelerin bölgedeki tüm aktörleri yakından etkilediğini vurguladı.
“Trump–Şara zirvesi tek başına güçlü bir mesaj”
Zaman, ABD Başkanı Donald Trump ile Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara arasında yapılan görüşmenin “tek başına büyük bir sembolik değer” taşıdığını ifade etti.
Bir yıl önce “cihatçı” olarak tanımlanan Şara’nın Beyaz Saray’da sıcak biçimde karşılanmasının özellikle İsrail’e ve bölge ülkelerine güçlü bir mesaj verdiğini söyledi.
Sezar yaptırımları: “Ekonomiyi kilitleyen temel baskı unsuru”
Şara’nın en büyük hedefinin Sezar yaptırımlarının kaldırılması olduğunu belirten Zaman, bu yaptırımların yürürlükte kaldığı sürece Suriye’nin uluslararası bankacılık sistemine erişemediğini ve ekonominin tamamen kilitlendiğini vurguladı.
Yaptırımların kalkmasının yalnızca rejimin değil, tüm ülke ekonomisinin canlanması için kritik olduğunu ifade etti.
Kürtlerin kaygıları ve dışlanma hissi
Rojava (Kuzey ve Doğu Suriye) açısından konuşan Zaman, Kürtlerin yaptırımların kaldırılmasını “koşullu” olarak desteklediğini; özellikle Alevi ve Dürzi bölgelerinde yaşanan son şiddet dalgalarının büyük kaygı yarattığını söyledi.
Zaman, Washington’da yapılan temaslarda Rojava’dan kimsenin heyete dahil edilmemesinin kırgınlık yarattığını, İlham Ahmed’in ABD vizesinin Türkiye’yi rahatsız etmemek gerekçesiyle aylarca bekletildiğini aktardı.
Kürt tarafının en temel güvencesinin kendi silahlı savunma yapıları olduğunu söyleyen Zaman, demokratik anayasal çerçevenin Şara yönetimi tarafından güvence altına alınmadığı sürece vaatlerin inandırıcı bulunmadığını belirtti.
Bölgesel denklem: İran, İsrail ve kritik sınır hattı
Zaman’a göre Suriye’deki denklemin merkezinde İran bulunuyor.
İsrail’in İran destekli milislerin Suriye’deki tedarik hattını tamamen kesmek istediğini, bu nedenle Irak–Suriye sınırının kritik önem taşıdığını vurguladı.
Tüm sürecin ise Şara yönetimi ile DSG arasında kurulacak potansiyel anlaşmaya bağlı olduğunu ifade etti.
“Türkiye içeride adım atmadan önce Suriye’de sonuç görmek istiyor”
Amberin Zaman, Türkiye’de olası bir barış sürecinin tamamen Suriye’deki gelişmelere endekslendiğini söyledi. Türkiye’nin Suriye sahasında ilerleme sağlanmadan içeride yeni bir süreç başlatmak istemediğini dile getirdi.
ABD’nin süreçlerde belirleyici olduğunu vurgulayan Zaman, ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın savunduğu “hibrit modelin” federatif yapıyı dışladığını, bu nedenle Kürt tarafının bu çerçeveye sıcak bakmadığını kaydetti.
Saha gözlemleri: Ekonomik kriz uzlaşı beklentisini artırıyor
Zaman, Rojava’da halkın mevcut yapının devamını istediğini ancak ekonomik kriz nedeniyle genel bir uzlaşı beklentisinin güçlendiğini söyledi.
Şam kontrolündeki bölgelerde ise özellikle Sünni çoğunluğun, Şara’nın Batı tarafından desteklendiği algısıyla “düzen ve ekonomik istikrar” beklentisine yöneldiğini aktardı.
Yerel asayişin yerelde kalması gerektiği konusunda genel bir mutabakat bulunduğunu söyleyen Zaman, Şam’ın DSG’nin belirli bölgelerde kendi savunma birimlerini korumasına prensipte onay verdiğini paylaştı.
Suriye’de sekülerlik tartışmalarının sadece Kürt kadınlarını değil tüm seküler kesimleri ilgilendirdiğini belirten Zaman, Adalet Bakanlığı’nda hâkimlerin yüzde 60’ının kadın olmasının da sistemdeki pragmatik dönüşümü gösterdiğini ifade etti.
“Şara son derece pragmatik bir lider”
Zaman, Şara’yı “pragmatik ve stratejik düşünebilen” bir lider olarak tanımladı ve onun Batı ile ilişki kurma biçiminin AK Parti’nin ilk yıllarını hatırlattığını söyledi.
Amberin Zaman’ın değerlendirmeleri, bölgedeki tüm siyasi sürecin hem sahadaki gelişmelere hem de Washington hattındaki diplomatik trafiğe sıkı sıkıya bağlı olduğunu gösteriyor.







