“Yarın bir şey açıklıyoruz’ dedikleri, bir avukatın kendi müvekkiliyle yaptığı görüşmeyi sanki yargıya mal edip böyle bir manipülasyona girişmek doğru değil”
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, TV 100 yayınında CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in açıklamalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Tunç, Özel’in açıkladığı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik soruşturmanın tutuklu şüphelisi Murat Kapki ile avukat Mücahit Birinci arasındaki görüşmeye ilişkin şunları söyledi:
Zaman zaman iddialı konuştular, ‘Yarın belge açıklıyoruz’ dediler. ‘Hâkimler Savcılar Kurulu’na geçen hafta çok önemli bir belge ve görüntüyü ulaştıracağız’ dediler. Ama dün ulaştırdılar. Gördük ki bir soruşturma, bir dilekçe… Bu dilekçenin ekinde de bir avukat hakkında soruşturma başlatıldığı, avukatın gözaltına alındığı görülüyor. Bir avukatın, soruşturma kapsamındaki bir müvekkili ile yaptığı görüşme kaydı var. Bu görüşmelerde diyor ki: ‘Şöyle şöyle davranırsan, senin serbest kalman için uğraşırım’ Kim diyor bunu? Soruşturma kapsamındaki bir şüpheliyle, onun avukatı arasındaki konuşma. Bunun yargıyla, savcıyla ne ilgisi var? Savcı, müvekkilini şu tarihte getir demişse ve ifadesini alalım demişse, burada yargı mensuplarının, savcıların suçlanması söz konusu değil. Tabii ki bu, Hâkimler Savcılar Kurulumuz tarafından detaylı bir şekilde incelenecek. Geçen hafta beklenti oluşturdu; ‘HSK’ya çok önemli belgeler iletiyorum’ diye… HSK üyelerine de hakaret etti, HSK üyelerinin seçim usulünü eleştirdi. HSK üyelerinin seçim usulü, Anayasa’da nasılsa öyle gerçekleştirildi. Türkiye Büyük Millet Meclisi 7 üyeyi seçiyor, 4 üyeyi de Sayın Cumhurbaşkanı seçiyor.
CHP Genel Merkezi, son zamanlarda içlerindeki karışıklık nedeniyle adeta bir yalan üretim merkezine dönüştü. Orada üretilen içerikler bir süre paylaşılıyor. Ama o yalan içerikler, içte ve dışta birtakım 5. kol faaliyeti yürüten aparatları ile, sosyal medya paylaşımlarıyla belli bir süre yayılıyor. Ama sonrasında hakikati söndürmeniz mümkün değil ki… Gerçekliği ortadan kaldıramazsınız. Gerçek ortaya çıkacak. İstanbul soruşturmaları ve ilçelerdeki soruşturmalar devam ederken, bir taraftan da bazı belediyelerde hâlâ pervasız bir şekilde, korkusuzca yolsuzluğun devam ettiğini görüyoruz.
İddianame ortaya çıktığında herkes görecek. Hiç kimse kimseyi itirafçı olmaya zorlayamaz, böyle bir durum söz konusu değil. O bahsettikleri, özellikle ‘yarın bir şey açıklıyoruz’ dedikleri, bir avukatın kendi müvekkiliyle yaptığı görüşmeyi sanki yargıya mal edip böyle bir manipülasyona girişmek doğru değil. İtirafçıların beyanları tek başına bir şey ifade etmeyebilir. Ama o beyanlardan yola çıkarak başka delillere ulaşılmışsa, bunun sonucunu hep beraber beklemek gerekir.