Kars’ta gerçekleştirilen, “Halklar ve İnançlar Buluşması”nda konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, “Geçiş yasalarıyla özgürlükler ve haklar güvence altına alınmalı” dedi
Sürecin başlamasına ilişkin Bakırhan, “Sayın Bahçeli’nin Grubumuza (DEM Parti Grubu) gelip el sıkışmasıyla başlayan, bir yıldır eksik ve aksaklıklarına rağmen yürüyen bir süreçten bahsediyoruz. Çözüm aradığımız, halkların, inançların kardeşçe bir arada yaşamasının cevabını aradığımız bu süreçte Kars’taki bu renk ve farklılığın bize öğreteceği çok şeyler var.” ifadelerini kullandı.
Farklı din, mezhep ve etnik kökenden insanların Kars’ta beraber yaşadığına dikkati çeken Bakırhan, “40-50 yıllık bu ayrıştırma, ötekileştirme siyasetinden de hiç etkilenmediler. Bunun için Kars demeye, anlatmaya devam edeceğim.” diye konuştu. Bakırhan, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımın programın sunucusu tarafından hatırlatılması üzerine şunları söyledi:
Bizim Cumhuriyet ile herhangi bir sorunumuz yok, Cumhuriyet’in demokrasi ile barışmasını istiyoruz. Cumhuriyet demokratik olsun, Türkiye’de yaşayan bütün renkler bütün kimlikleri kapsasın, kucaklasın. Kimse kimliğinden dilinden, renginden düşüncelerinden dolayı dışlanmasın. Bizim bütün istemimiz yıllardır yürüttüğümüz ama bir türlü anlatamadığımız meramımız tam da budur, Cumhuriyet demokrasiyle barışsın, Karslının birbiriyle barışık olduğu gibi.
“Cumhuriyetin demokrasiyle barışmasını istiyoruz”
Kars’ın ortak yaşama kültürünün örneği olduğunu belirten Bakırhan sözlerini şöyle sürdürdü:
Bugün iç barışımızı aradığımız, bugün çözüm tartışmalarının sürdüğü bir süreçte bu renkten, bu güzellikten, bu dayanışma ve paylaşımdan bir haber olanlar bariyer oluşturmaya çalışıyorlar. Onları Kars’a, Kars’taki bu salondaki renkleri görmeye ve bu renkleri dinlemeye de davet ediyorum. 1 Ekim’le birlikte yeni bir sürece girdik. Sayın Bahçeli grubumuza gelip el sıkışmasıyla başlayan bir yıldır bütün eksiklerine aksaklıklarına rağmen yürüyen bir süreçten bahsediyoruz. Bu süreç Kars’ın aslında 100 yıllardır kendi coğrafyasında yaşamış olduğu bir arayışı aslında oluşturmaya çalışıyor. Çok uzağa gitmeye gerek yok. Kitaplarda teorik olarak barışın, kardeşliğin, dayanışmanın, demokrasi Cumhuriyetin ne olduğu belki yazılıyor ama Kars bunu bizzat yaşıyor. Caferi arkadaşlarımız burada. Kanaat önderleri burada, Alevi yurttaşlarımız burada. Bir kez daha Kars’tan da söyleyeyim. Bizim Cumhuriyette herhangi bir sorunumuz yok. Cumhuriyetin demokrasiyle barışmasını istiyoruz. Barışık mı? Barışık değil. Barışsın. Cumhuriyet demokratik olsun. Türkiye’de yaşayan bütün renkleri, bütün kimlikleri kapsasın, kucaklasın. Kimse kimliğinden, dilinden, renginden, düşüncelerinden dolayı dışlanmasın. Bizim bütün istemimiz yıllardır yürüttüğümüz ama bir türlü anlatamadığımız meramımız tam da budur.
“İktidar mensubu olmayan insanlar da işe girebilsin”
PKK’nın Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla kendini feshetmesi ve Türkiye’den çekilmesine de değinen Bakırhan şu ifadeleri kullandı:
Sayın Öcalan’ın çağrısıyla PKK’nin kendisini feshetmesi, en son Türkiye sınırları dışına çıkarak Türkiye Devletine silah çevirmeyeceğini, artık silah kullanmayacağını belirtmesi tarihi bir önemdedir. O zaman eğer silah sorunsal bugün devreden çıkmışsa silahın ortaya çıkmasına sebep olan tekçiliği ırkçılığı, antidemokratik uygulamaları ortadan kaldırmak da bizim devletimiz bizim iktidarımızın bir görevi ve bir sorumluluğu değil mi? İşte tam da silahların devreden çıktığı, tamamıyla çıkacağı bir süreçte siz Karslılara, siz kanaat önderlerine, siyasi parti temsilcilerine ve halka büyük görev ve sorumluluklar düşüyor. Barışı, birlikte yaşama, demokratik bir anayasayı, demokratik bir hukuku birlikte sesli bir şekilde dile getirmemiz gereken bir sürece girdik. Okulda, adliyede, hayvan pazarında istiyoruz ki kimsenin kimliği ve inancı adalet terazisini bozmasın. İktidar mensubu olmayan insanlar da işe girebilsin. Ya da iktidarın yönetiminden kartvizitte hamili yakınımdır denilmeyenler de bence bu ülkenin nimetlerinden faydalansın. Silahsa devreden çıktı. Örgütse kendisini feshetti. Kavgaysa kavga yok, çatışmaysa çatışma yok. Şimdi artık bunları gerekçe yaparak bu ülkenin 2-3 trilyon dolarını çatışma savaşa harcayanlar bence artık bu ülkenin bütün renklerini nasıl kapsayacağını hesaplamalı ve buna uygun bir hukuk yaratmalıdır.
“Bu süreç hepimizindir”
Süreçte birinci aşamanın tamamlandığını ve ikinci aşamaya geçildiğini kaydeden Bakırhan, “Şimdi ikinci aşamadayız. Barışa uygun bir şekilde hayata geçirecek bir dönemdeyiz. Biz çözüm etrafında odaklanacağız. İnşallah daha büyük toplantılarla Kars’ın bu kendi yaşamında da yaşadığı bu anlayışı egemen kılmaya çalışacağız” dedi ve şu ifadeleri kullandı:
Şu anda verdiğimiz mücadele herkesindir. İşte demokratik cumhuriyet sadece Kürtlere değil biraz önce saydığım sorun olduğunu söyleyen ve sorun yaşayan bütün akıllara ve inançlara artık kapsayıcı bir şekilde yaklaşması gerekiyor. Dolayısıyla bu süreç hepimizindir. Bu sürecin sonunda ülke demokratik olacaksa hepimiz yararlanacağımız için çocuklarımızın tabutu yerine barışı, demokrasiyi, onurlu bir yasaları ve anayasayı taşıyacağımız bir süreç hepimizindir. Hepimiz sahip çıkmak durumundayız. Ve çıkacağımıza inanıyorum. Kars’taki bu tablo Türkiye’nin küçük bir resmidir. Çok önemlidir. Çok kıymetlidir. Geçiş yasaları, özgürlükler, haklar güvence altına alınmalı. Sözle, iyi niyetle bir şey olmaz. Cafer’in hukukunu tanımla kardeşim. Cafer’in farklılığı var mı? Var. Sen devletsin, tanımla. Bir hukuk koy ki yarın kafası esen bir ırkçı gelip bu böyle değil demesin. Bir hukuk oluşturmak gerekiyor. Bu değerleri yaşatmak için bir hukuk oluşturmak gerekiyor. Bizim bütün mücadelemiz onun üzerinedir.









