Madde kullanımının çocuk yaşlara kadar düştüğünü belirten “Şiyar Be!” Platformu, uyuşturucunun Kürtlerin yaşadığı kentlerde özel savaş politikalarının bir parçası haline geldiğini vurgulayarak tüm toplumsal dinamikleri ortak mücadeleye çağırdı.
Kürtlerin yoğun yaşadığı illerde madde bağımlılığı giderek derinleşirken, yerel yönetimler, sivil toplum örgütleri ve bağımlılıkla mücadele kurumlarının etkili politikalar geliştirmemesi eleştiriliyor. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin Kasım 2024’te kurduğu Madde Bağımlılığı Danışmanlık ve Eğitim Merkezi dışında, kentlerde AMATEM ve ÇEMATEM haricinde bağımlılığa karşı kurumsal mekanizmalar yok. Bu boşlukta sivil alandan doğan en görünür girişim ise “Şiyar Be! Platforma Tekoşîna Li Dijî Tiryakê (Farkına Var! Uyuşturucuyla Mücadele Platformu)”.
Platform, 26 Nisan’da Diyarbakır’da kuruluşunu ilan etti; kısa sürede Batman ve Şırnak’ta da örgütlenmeye gitti. Mezopotamya Ajansı’na konuşan Platform Eşsözcüsü Murat Kan, sahadaki bulguları, tespitlerini ve çözüm önerilerini anlattı.
‘Madde bağımlılığı uzun süredir özel savaşın bir parçası’
Kan, böyle bir platforma duyulan ihtiyacı şöyle özetledi:
“Egemen güçler yıllardır politik bir strateji olarak madde bağımlılığını geliştiriyor. Toplumun bölünmüşlüğü, parçalanmışlığı, kendine yabancılaşması, ekonomik sorunlar ve yoksulluk gibi sorunlar böyle bir süreci ortaya çıkaran faktörler. Başta Amed olmak üzere Kürt coğrafyasında yıllardır yürütülen bir savaş ve özel savaş var. Özel savaş rejimi toplum içerisinde yaygın olarak kimi argümanlar çıkardı. Uyuşturucu ve madde bağımlılığı günümüzün sorunu değil. Yıllardır bu coğrafyada egemenlerin toplumu uyutmada kullandığı bir argüman. Politik stratejiye alternatif olacak, buna karşı duracak bir stratejik duruş ihtiyacı belirdi. Buna karşı örgütlü, toplumsal dinamikleri harekete geçirecek, toplum adına söz söyleyebilecek, toplumu savunabilecek bir gerçeklikle platform kuruldu. “
Platformun, toplumsal dinamikleri harekete geçirecek bir karşı-strateji oluşturma ihtiyacıyla doğduğunu belirten Kan, örgütlü bir duruş olmadan toplumdaki çürümenin derinleştiğini ifade etti.
‘Kullanım yaşı 9’a, satış yaşı 12-13’e düştü’
Platformun 7 aylık saha çalışması sonuçları şu şekilde:
-Uyuşturucu kullanım yaşı 9’a kadar düşmüş durumda.
-Uyuşturucu satışı yapan çocukların yaşları 12-13.
-Uyuşturucuyla bağlantılı fuhuş ve kumarın yaygınlaştığı görülüyor.
-Giderek büyüyen bir ekonomik rant sistemi oluşmuş durumda.
Kan, özellikle gençlerin bu tablo içinde hem hedef hem de araç haline geldiğini belirtti.
En yoğun kentler: Diyarbakır, Batman, Hakkari, Van
Madde kullanımının en yoğun görüldüğü kentlerin başında Diyarbakır ve Batman geliyor. Hakkari’de de uyuşturu kullanımının arttığını belirten Kan, özellikle 90’larda yoğun savaş yaşamış kentlerde bağımlılığın daha çok yaygınlaştığını vurguladı:
“Savaşın yarattığı ciddi bir çürüme, yozlaşma var. Özellikle 2014 sonrası Çöktürme Planı ile beraber devlet topluma yöneldi. Savaş artık salt savaşan güçler arasında yürütülen bir durumdan çıktı.”
‘Tek başına platformla olmaz’
Kan’a göre bağımlılıkla mücadele, tek bir yapının omuzlayacağı bir mesele değil: “Toplumsal bilinç ve farkındalık oluşturulmadan, kentin bütünü harekete geçirilmeden bu sorunun çözülemeyeceği bir gerçektir.”
Platform kuruluşundan bu yana sivil toplum örgütleri, kitle örgütleri ve farklı siyasal yapılarla görüşmeler yürütmüş. CHP’den Yeni Yol’a kadar birçok yapıyla temas kurulmuş.
Kan, bağımlılıkla etkin mücadele için şu mekanizmanın kurulması gerektiğini söylüyor:
-Kent ölçeğinde kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerle hazırlanmış bir yol haritası
-Koruyucu-önleyici çalışmalar, rehabilitasyon ve istihdamı içeren bütünlüklü bir politik strateji
-Kentin tüm demokratik dinamiklerinin yer aldığı koordinasyon yapıları
Mahallelerde temsilcilikler, çocuk evleri, çadır nöbetleri
Platform, toplumsal ayağı güçlendirmek için mahalle ölçeğinde örgütlenmeyi planlıyor:
-Mahalle temsilcilikleri
-Aile görüşmeleri ve eğitim çalışmaları
-Koruyucu-önleyici programlar
-Çocukların güvenli alanlarda vakit geçirebileceği çocuk evleri
-Çadır nöbetleri ve farkındalık yürüyüşleri
Kan, katılım arttıkça binlerce kişilik bir bileşke haline gelebileceklerini belirtiyor.
Platform, Batman’da demokratik kitle örgütleriyle ortaklaşarak yeni bir oluşum kurdu. Diğer kentlerde de aynı modelle temsilcilikler oluşturulması hedefleniyor.
‘Bu bir özsavunmadır: Halk kendi çözümünü üretmeli’
Kan’ın topluma çağrısı şu oldu:
“Bu bir politik sorun. Kentin tüm dinamikleri sorumlu olmalıdır. Herkesin bu konuya dair söyleyecek sözü vardır. Herkesin ortak problemidir. Halkın, ailelerin, anne-babaların… Halka karşı sorumluluğu olan herkesin söyleyeceği sözü vardır. Pratik anlamda adım atabilirler. Herkes bizim çalışmalarımızda yer alabilir, katkı sunabilir. Halkın kendi toplumsallığını oluşturması, kendini koruması gerekir. Bu bir özsavunmadır aynı zamanda. Bu bilinçle hareket edilmeli. Toplum da kangrenleşen soruna karşı çözümü kendisi üretmesi gerekiyor.” (MA)







