DEM Parti Milletvekili Cengiz Çandar, Kürt meselesine ilişkin yürütülen süreci değerlendirirken Türkiye’nin Suriye Kürtlerine yönelik politikasının değişmesi gerektiğini söyledi: “Irak Kürtlerine karşı zaman içinde tavır değiştiyse, Suriye Kürtleri için de değişmeli. Türkiye, oradaki Kürtlerin de sözcüsü gibi davranmalı.”
Kürt meselesinin çözümüne dair yürütülen süreci değerlendiren DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Cengiz Çandar, Türkiye’nin bölgesel Kürt politikalarında yeni bir yaklaşım geliştirmesi gerektiğini söyledi. Mezopotamya Ajansı’na konuşan Çandar, “Türkiye, Suriye Kürtlerine karşı saldırgan değil, sahiplenen bir tutum sergilemeli. Onlar bizim vatandaşlarımızın devamı. Aynı köyler, aynı aileler bölünmüş durumda,” dedi.
“Suriye Kürtleri için de tavır değişmeli”
Çandar, Türkiye’nin 1990’larda Irak Kürtlerine yönelik politikasında yaşanan dönüşümü hatırlatarak, benzer bir değişimin Suriye Kürtleri için de kaçınılmaz olduğunu vurguladı:
“Nasıl Irak Kürtlerine karşı zaman içinde tavır değiştiyse, Suriye Kürtleri için de değişmeli. Türkiye, Suriye’ye baktığında kendisini oradaki Kürtlerin temsilcisi gibi görmeli.”
“Suriye’deki gelişmeler sürece bahane olmamalı”
Türkiye’nin Suriye politikasının iç barış sürecini yavaşlattığını belirten Çandar, “Suriye’deki gelişmeleri Türkiye’deki sürecin önüne koymak, atın önüne arabayı koymak demektir. İçeride barış ilerlerse, bu Suriye’ye de olumlu yansır,” ifadelerini kullandı.
“Öcalan olmasaydı süreç olmazdı”
Sürecin merkezinde Abdullah Öcalan’ın yer aldığını vurgulayan Çandar, “Öcalan olmasaydı bu süreç olmazdı. PKK’nin feshi ve silah bırakma kararının arkasında onun çağrısı vardı,” dedi.
Devlet Bahçeli’nin de süreçte belirleyici bir rol oynadığını belirten Çandar, “Bahçeli olmasaydı da süreç bu noktaya gelemezdi. Devletin bir bölümünde bu yeni dile uyum sağlanıyor,” değerlendirmesinde bulundu.
“AKP ve Erdoğan da sürecin devamından yana”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Meclis açılış konuşmasındaki ton değişikliğine dikkat çeken Çandar, “Erdoğan bu yıl DEM Parti’ye teşekkür etti, Sırrı Süreyya Önder’i rahmetle andı. Bu jestler, sürecin devamından yana bir irade olduğunu gösteriyor,” dedi.
“CHP’nin komisyona katılması değerli”
Çandar, Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunun çözüm için değil, çözüme giden yolları açmak için kurulduğunu belirtti. CHP’nin komisyona katılımını “çok değerli” olarak nitelendiren Çandar, “CHP içindeki ulusalcı çevrelere rağmen Özgür Özel’in sürece sahip çıkması önemli bir irade göstergesi,” diye konuştu.
“Medya dili barışa uygun olmalı”
Türkiye’deki medya dilini de eleştiren Çandar, “Medya sürece destek değil, köstek oluyor. Zehirli ve kutuplaştırıcı bir dil kullanılıyor. Oysa barışçı bir dilin egemen olması gerekiyor,” dedi.
“Türkler ve Kürtler barışırsa Türkiye güçlenir”
Çandar, bölgesel dengelere dikkat çekerek, “Türkler ve Kürtlerin barışması Türkiye’yi güçlendirir. Bazı bölge aktörleri –İran veya İsrail gibi– bunu istemeyebilir. Ama Türkiye isterse başarabilir,” dedi.
“Diğer partiler de Öcalan’la görüşmeli”
Çandar son olarak, barış sürecinin toplumsallaşması için diğer partilerin de Abdullah Öcalan’la görüşmesinin yararlı olacağını belirtti:
“DEM Parti dışında AKP, CHP, MHP temsilcileri de Öcalan’la yüz yüze gelmeli. Bu hem şeytanlaştırmayı sona erdirir hem de süreci hızlandırır.”