CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yeni yasama yılının ilk grup toplantısında hükümeti demokrasi, adalet ve ekonomi ekseninde ağır biçimde eleştirdi.
Özel konuşmasına, yetmiş günlük sürede vatandaşın temel meselelerinin hafiflemediğini, aksine yoğunlaştığını belirterek başladı.
Ülkenin üç ana sorun alanı olarak demokrasi krizi, adalet krizi ve kötü yönetimin tetiklediği ekonomik krizi işaret etti.
Yaz boyunca partilerinin seksen bir ilde saha çalışması yaptığını, vatandaşlarla doğrudan temas kurduklarını söyledi.
Partiye yönelik saldırılar karşısında birlik olduklarını ve kent meydanlarında yoğun eylemler gerçekleştirdiklerini vurguladı.
Özgür Özel, iktidarın bazı çevrelerinin klimalı salonlarda kendilerine alkış tuttuklarını söylerken, CHP’nin yetmiş günde yirmiye yakın büyük eylem gerçekleştirdiğini anlattı.
19 Mart sonrası düzenlenen otuzuncu eylem için yarın İstanbul’da olacaklarını belirtti.
Özel, muhalefetin alanı genişletirken iktidarın kumpas ve saldırılarını artırdığını; bunun sonucunda halk nezdinde itibarlarını kaybettiklerini ifade etti.
Ayrıca bazı yetkililerin uluslararası destek arayışına girdiğini ve bunun için “akıl almaz tavizler” verildiğini iddia etti.
Meclis açılışına neden katılmadıkları sorusuna, partilerinin Meclis’te yalnızca demokratik işleyişe saygı gösterenlere destek verdiğini, aksi durumda ise söz konusu törene katılmayacaklarını söyledi.
Söz konusu kararın, meclisin işlediği veya işlememesi üzerinden güç gösterisi yapan anlayışa karşı olduğunu vurguladı.
15 Temmuz gecesi edilen dayanışmayı hatırlatan Özgür Özel, o gece darbecilere karşı birlikte durduklarını; CHP’nin parlamenter sistem ve meclis kurumuna olan bağlılığını koruduğunu aktardı.
Bugün ise aynı tutarlılıkla sandıkla gelen iradeye saygı gösterilmesini beklediklerini belirtti.
Özel, bürokrasi-siyaset ilişkilerindeki değişime dikkat çekerek, siyasi görevlere atanan kişilerin görev tanımlarının karıştığını iddia etti.
Özellikle bazı atamaların siyaset ve yargı arasındaki sınırları belirsizleştirdiğini, bunun darbe mekaniklerini tetiklediğini savundu.
Mecliste Hatay’dan seçilmiş Can Atalay’ın sandalyesinin boş olmasına atıf yapan Özel, milli iradeden söz edenlerin önce gözaltı ve tutuklama tartışmalarını çözmesi gerektiğini söyledi.
AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulmaması örnekleri üzerinden eleştirisini sürdürdü.
Uzun tutukluluk süreçlerine örnek olarak Kavala’yı anan Özel, bu durum varken milli iradeden söz edilmesinin tutarsız olduğunu ifade etti.
Aynı şekilde belediyelere atanan kayyum uygulamalarını ve muhalefet belediyelerine yönelik baskıları eleştirdi.
İktidarın seçim kaybettikten sonra demokrasiye olan yaklaşımını sert sözlerle eleştiren Özel, mazbata iptalleri, belediye çalışmalarının engellenmesi ve seçilmişlere yönelik hukuki müdahaleleri hatırlattı.
Bu uygulamaların halkın iradesine karşı olduğunu ve seçmenin güvenini zedelediğini dile getirdi.
