Demokrasi, adalet ve özgürlük vurgusuyla başlayan bu çağrı, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu çoklu krizler karşısında barış sürecine somut adımlar atılması gerektiğini gösteriyor.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Meclis’te düzenlenen haftalık grup toplantısında dikkat çeken mesajlar verdi.
“Adalet, barış, demokrasi ve özgürlük olmadan bu ülke nefes alamaz” diyen Hatimoğulları, Türkiye’nin çok yönlü krizlerle sarsıldığını belirtti.
Kadınların Umut Yürüyüşü’ne selam
Toplantının açılışında salonda güçlü bir kadın katılımı olduğunu vurgulayan Hatimoğulları, “1 Ekim’de Amed’den başlayan ve bugün Meclis önünde taleplerini dile getiren sevgili kadınlara, barış annelerine, hoş geldiniz” dedi.
Savaşın acılarını en çok kadınların bildiğini söyleyen Hatimoğulları, yürüyüşte yer alan kadınları selamlayarak “Barış, özgürlük ve eşitlik için mücadele eden herkese selam olsun” ifadesini kullandı.
“Barış, toplumun onurudur”
Hatimoğulları, yargı reformu, kayyım rejimi, belediyelere baskılar, dil ve kültüre yapılan müdahaleler, sosyal adaletsizlik, kadın cinayetleri, genç işsizliği, tarımın çöküşü ve çevre sorunları gibi başlıkları gündeme taşıdı.
“Bu ülkede eksik olan beş şeyi arıyoruz: ekonomik geçim, adalet, barış, demokrasi ve özgürlük” diyen Hatimoğulları, barışı cumhuriyetin ikinci yüzyılı için “en büyük armağan” olarak nitelendirdi.
Ekonomi rakam meselesi değildir
Ekonomik krizin sonuçlarını bireylerin hayatına taşıyan Hatimoğulları, “Ekonomi; sofrasında ekmeği eksilenin, işsiz gencin, emeği görünmeyen kadının, doğal gaz faturasını ödeyemeyen yurttaşın yaşam hakkıdır” dedi.
Güven krizi ve muhalefete yönelik baskılar
İktidarın politikalarının toplumsal güveni zedelediğini savunan Hatimoğulları, barış sürecine dair somut adımların eksikliğinden dolayı toplumsal güvenin oluşamadığını belirtti.
Ayrıca muhalefet partilerine ve belediyelere yönelik yargı operasyonlarının güveni baltaladığını ifade ederek bu operasyonların derhal sonlandırılması gerektiğini söyledi.
“İktidar ne zaman eyleme geçecek?”
Hatimoğulları, Kürt meselesiyle ilgili barış komisyonunun 13 toplantı gerçekleştirdiğini ve dinlenen çoğu kişinin sorunun “amasız fakatsız çözülmesi” yönünde görüş belirttiğini hatırlattı.
“Artık esas soru şu: iktidar ve devlet barış için ne zaman eyleme geçecek?” diyerek demokratik entegrasyon için demokratik yasalara ihtiyaç olduğuna dikkat çekti.
Öcalan ve umut hakkı
Hatimoğulları, Abdullah Öcalan’ın umut hakkına vurgu yaptı ve bunun “sıradan bir hukuk maddesi olmadığını, evrensel hukukun merkezine ait bir ilke” olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
“Ömür boyu kapıyı kilitleyip anahtarı denize atamazsınız” diyerek umut hakkının düzenlenmesinin acil bir biçimde yasalaşması gerektiğini savundu.
Kobani Davası ve Demirtaş’ın serbest bırakılması talebi
Hatimoğulları, 6–8 Ekim olaylarıyla ilişkili Kobani Davası’nı “hukuk garabeti” olarak nitelendirdi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Selahattin Demirtaş hakkında verdiği “serbest bırakılmalı” kararının önemine işaret eden Hatimoğulları, davada tutuklu olanların derhal serbest bırakılmasını talep etti.
Orta Doğu ve Filistin Vurgusu
Hatimoğulları, 7–13 Ekim olaylarının Orta Doğu’da yeni bir dönemi başlattığını ve savaşların her yere yayıldığını belirtti.
Gazze’de yaşanan trajediyi “insanlığın sıfır noktası” olarak tanımlayarak ateşkes, insani yardım, esir-mahpus takası ve adil siyasi çözüm çağrısı yaptı.
Ayrıca Türkiye’nin İsrail ile ticari ilişkilerini derhal sonlandırması gerektiğini savundu.
Halep’teki çatışmalar
Suriye’nin Halep kentinde Kürt mahallelerinde sivillere dönük saldırıların sürdüğünü belirten Hatimoğulları, ablukayla kuşatılan bölgelerde ateşkesin henüz tam sağlanmadığını söyledi.
Kuzey‑Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin, çok kültürlü, çok halklı ortak yaşam modeliyle bölge için bir alternatif olabileceğini ifade etti.