Barış ve Demokratik Toplum Süreci kapsamında Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun dünkü toplantısında söz alan AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Trabzon Milletvekili Mustafa Şen, kayyım tartışmalarına ilişkin dikkat çeken bir açıklama yaptı.
AKP: Kayyım uygulamaları düşmeli
Şen, AKP’nin komisyona sunduğu raporda demokratikleşme adımlarının daha da ileri götürülmesine yönelik öneriler bulunduğunu belirti ve şunları söyledi:
“Seçim Kanunu, Siyasi Partiler Kanunu, Yerel Yönetimler Kanunu ve ilgili idari birimlere ilişkin düzenlemeler daha da demokratikleştirilmelidir. Bir belediyeye kayyım atanmışsa, artık o uygulamanın düşmesi gerektiği kanaatimizi paylaşıyoruz.”
Geçtiğimiz aylarda Mardin Büyükşehir Belediyesi’ne atanan kayyıma gerekçe olan davada Ahmet Türk beraat alırken, ‘kent uzlaşısı’ davasında tutuklanan Ahmet Özer de tahliye edilmişti. Yasal düzenleme aşaması öncesi partiler sürece ilişkin raporlarını Komisyon’a sunmaya devam ederken, bir beraat kararı daha geldi.
Bir beraat kararı daha
Yerine kayyım atanan Van Bahçesaray Belediyesi Eş Başkanı Ayvaz Hazır, hakkında beraat kararı verildi. MA’nın aktardığına göre, Van 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ni kararına yapılan itirazı inceleyen Van Bölge Adliyesi 2’nci Ceza Dairesi, dosyada yeniden hüküm tesis etme yoluna giderek Hazır’ın beraatine karar verdi.
“Hiçbir parti ‘doğru’ demiyor”
Kararı değerlendiren bianet’e değerlendiren DEM Parti Demokratik Yerel Yönetimler Kurulundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Rüştü Tiryaki, şöyle konuştu:
“Kayyım atamasına konu olan başka dosyalarda da beraat kararları veriliyor. Dolayısıyla bu kararlar da göz önünde bulundurularak kayyım sistemine son verilmesi gerekir. Beraat kararları aynı zamanda kayyım atamalarının hukuksal olarak bir dayanaktan yoksun olduğunu da gösteriyor. Hukuki boyutu bir yana siyasal olarak da Türkiye’de artık neredeyse hiçbir siyasi parti ‘kayyım doğrudur’ demiyor.”
“Bu Türkiye’nin bir ayıbı”
AKP’li Şen’in açıklamasına da değinen Tiryaki, kayyımın yasal dayanağını oluşturan hükmün değiştirilmesi için partilerin Meclis Başkanlığı’na sunduğu, Belediyeler Kanunu’nun ilgili maddesinin değiştirilmesi yönünde kanun teklifinin de bulunduğunu hatırlattı:
“Kayyım rejimine karşı hem toplumsal muhalefet söz konusu hem de uygulamanın sona ermesi gerektiği konusunda siyasal bir uzlaşma var. Bu mahkeme kararları da göz önünde bulundurulduğunda kayyım rejimine bir an önce sona ermesi gerekir. Bu Türkiye’nin bir ayıbı. Varsa Türkiye’de bir parça demokrasi, bu demokrasi ayıbı bir an önce sona erdirilmeli.”
“Kalıcı barışın tesisi için şart”
Tiryaki, Komisyon’un yapacağı yasal düzenlemeleri işaret ederek, “Orada bazı yasal düzenlemelerin olacağı çok açık, umuyoruz o yasal düzenlemeler içerisinde bunlar yer alır” dedi ve şöyle devam etti:
“Eğer bu konuda bir zaten yasal düzenleme olmazsa yani komisyonun kurulması da, bu kadar çalışma yapması da, dinleme yapması da, bu kadar siyasi partinin yaptığı çalışmada anlamsız hale gelir. Kaldı ki bunun temeli var. Toplumun önemli bir bölümü bu komisyonun çalışmasına destek veriyor. Çatışmaların sona erdiğini, silahların imha edilmesi sürecinin önemli oranda ilerlediğini söylemek mümkün. Bence bu konuda karşılıklı olarak bir güven de oluşmuş durumda. Dolayısıyla bir an önce bu yasal düzenlemeler yapılmalı. Kalıcı barışın tesisi için de bu şart. Bunların hepsini kapsayacak bir yasal düzenleme beklentisi var. Bu Kürt sorunu bir bütün olarak çözmeyecek ama çatışmalı sürecin kalıcı olarak sona ermesini sağlayacak bir adım olacaktır. Bu konuda bir yasal düzenleme yapılırsa biz Türkiye’nin demokratikleşmesi, Kürt sorunun çözülmesi konusundaki tartışmaları çok daha rahat yürütebiliriz diye düşünüyorum.”
“Kürt’e dair hiçbir söz kurulmadı”
Tiryaki, son olarak TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edilen 11. Yargı Paketi’ni şu sözlerle eleştirdi:
“10. ve 11. Yargı Paketleri, başta kayyım rejimin olmak üzere, Kürt sorunundaki antidemokratik uygulamalar olsun, Türkiye demokrasisinin kalitesini düşüren bu uygulamalar olsun bir adım atılmış değil. İçerisinde buna dair bir düzenleme yer almıyordu. Maalesef bu yargı paketlerinde Kürt’e dair hiçbir söz kurulmadı. Yani bırakın Kürt sorunun çözülmesine Kürt’e dair hiçbir söz olmadığı çok açık. Türkiye’nin demokrasisine hizmet edecek bir düzenleme olmadığı çok açık.
“Eşitlik sağlanmadı”
“Büyük tartışmalardan sonra 11. Yargı Paketine Covid 19 adaletsizliğini giderecek bir hüküm koyacaklarını söylediler. Onda bile eşitliği sağlayacak, siyasi tutukluları da etkileyecek bir düzenleme konulmadı. Hatta onların yararlanmayacağı açıkça hüküm altına alınıyor. Adaletsizlik katmerli bir şekilde devam ediyor. Bu doğru değil, Türkiye’nin iyiliğine değil, hukuk sisteminin demokratikleşmesine katkı sunmayacak önermeler bunlar. Bunlar birer yargı paketi ama bunların hiçbirisi birer yargı reformu değil.”
Kayyım atanan 13 belediye
- Hakkari Belediyesi – Mehmet Sıddık Akış – 3 Haziran 2024
- Esenyurt Belediyesi – Ahmet Özer – 31 Ekim 2024
- Mardin Büyükşehir Belediyesi – Ahmet Türk – 4 Kasım 2024
- Batman Belediyesi – Gülistan Sönük – 4 Kasım 2024
- Halfeti Belediyesi – Mehmet Karayılan – 4 Kasım 2024
- Tunceli Belediyesi – Cevdet Konak – 22 Kasım 2024
- Ovacık Belediyesi – Mustafa Sarıgül – 22 Kasım 2024
- Bahçesaray Belediyesi – Ayvaz Hazır – 29 Kasım 2024
- Akdeniz Belediyesi – Hoşyar Sarıyıldız – 13 Ocak 2025
- Siirt Belediyesi – Sofya Alağaş – 29 Ocak 2025
- Van Büyükşehir Belediyesi – Abdullah Zeydan – 15 Şubat 2025
- Kağızman Belediyesi – Mehmet Alkan – 24 Şubat 2025
- Şişli Belediyesi – Resul Emrah Şahan – 23 Mart 2025
Kaynak: Bianet







