Eski Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, 2024 Eylül’ünde kaybolan ve 15 Ekim 2024’te cansız bedeni bulunan üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümü hakkında yazılı bir açıklama yaptı. Çelik, olayın yalnızca bir adlî vaka olarak değil, tüm toplumu ilgilendiren çok yönlü bir mesele olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
“Rojin kızımın acı kaybı; siyasî hesapların, ideolojik çekişmelerin ötesinde, insan hayatına dair bir meseledir” diyen Çelik, açıklamasında hem bir siyasetçi hem de bir Vanlı olarak duygularını dile getirdi. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde yıllarca görev yaptığını hatırlatan Çelik, “Bu satırları bir eski bakan olarak değil, Van’ın sokaklarını bilen, insanının ruhuna aşina bir hemşeriniz olarak yazıyorum” ifadelerini kullandı.
“Gerçeğin Ortaya Çıkması Bir Vicdan Borcudur”
Çelik, olayın tüm yönleriyle aydınlatılması gerektiğine vurgu yaparak, öfke ve duygularla değil, hukuk devleti ilkeleriyle hareket edilmesi gerektiğini belirtti. “Türkiye bir hukuk devletiyse, adalet kuşkuya yer bırakmayan delillerle ve tarafsız süreçlerle tecelli etmelidir” diyen Çelik, toplumun beklentisinin adaletin gecikmeden sağlanması olduğunu söyledi.
Van Valisi Dr. Ozan Balcı ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a da güvenini dile getiren eski bakan, “Devlet, milletin emanetini taşır. O emanetin adı adalet ve güvendir. Bu güveni pekiştirecek olan ise söz değil, eylemdir” dedi.
“Adalet, Devletin Vakarıdır”
Hüseyin Çelik, adaletin bir ayrıcalık değil her vatandaşın hakkı olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Adaletin tecellisi, devletin vakarını; şeffaflık ise milletin güvenini ayağa kaldırır. Rojin’in hatırasına olan borcumuzu, ancak hiçbir ayrıntı karanlıkta kalmadığında ödemiş oluruz.”
Rojin Kabaiş’in ölümüyle ilgili soruşturmanın dikkatle yürütülmesini isteyen Çelik, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Bu dava yalnızca Rojin’in değil, hepimizin davasıdır. Korkmayalım, konuşalım, soruşturalım, aydınlatalım. Çünkü adalet, sadece mahkeme salonlarında değil, milletin vicdanında tecelli eder.”