Batmanlı gazeteci ve kamuoyunda “Balıkçı” lakabıyla tanınan İlhami Işık, Çözüm Süreci’ne dair yeni değerlendirmelerde bulundu.
Serbestiyet platformunda kaleme aldığı yazısında sürecin genel seyrini masaya yatıran Işık, özellikle yasal düzenlemelerdeki gecikmelerin güven kaybını derinleştirdiğini vurguladı.
“Güven azalıyor, belirsizlik büyüyor”
İlhami Işık, infaz düzenlemesi ve kapsamı geniş yasal adımların sürekli ertelenmesinin toplumda ciddi bir hayal kırıklığı yarattığını dile getirdi. Yüz binlerce insanın umut bağladığı bu düzenlemelerin “adeta unutulmaya bırakıldığını” söyleyen Işık, sürece yönelik var olan düşük güvenin daha da aşındığını ifade etti.
Eylül 2024’te Öcalan’ın Kandil’i bilgilendirmesi ve Ekim 2024’te MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yeni sürece ilişkin yaptığı çıkışlara rağmen somut ilerleme yaşanmadığını belirten Işık, yalnızca PKK’nin kendini feshetmesi ve Meclis Komisyonu’nun dinleme çalışmalarının öne çıktığını söyledi.
Güvenlik merkezli yaklaşım eleştirisi
Işık, sürecin yalnızca güvenlik perspektifinden değerlendirilmesinin toplumsal karşılığı erittiğini ve soruların çoğalmasına neden olduğunu kaydetti. Devletin güvenlik alanında geniş imkanları kullandığını kabul eden Işık, İmralı–Kandil–Rojava hattında yoğun bir trafiğin kurulduğunu da hatırlattı.
PKK’nin silahsızlanma ve fesih adımının sorunsuz ilerlediğini söyleyen Işık, ancak “nedenlere dokunulmadan sonuçların çözülmesinin” sürdürülebilir bir yöntem olmayacağına dikkat çekti.
“Sürecin ikinci ayağı Suriye’de başlayacak”
Işık’a göre Türkiye’nin yalnızca iç güvenlik penceresinden gördüğü konu, son Trump–Şara görüşmesiyle ABD garantörlüğüne doğru evrilmiş durumda. Bu gelişmenin ardından Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın kullandığı dilde belirgin bir yumuşama olduğunu ifade eden Işık, Türkiye’nin Kürt meselesinde ana aktör değil “yan aktör” konumuna sürüklendiğini savundu.
İlhami Işık, sürecin ikinci aşamasının Suriye’de başlayacağını, orada somutlaşma görülmeden Türkiye’de ikinci aşamanın harekete geçmesinin beklenmediğini söyledi.
Toplumsal kopma riski ve şeffaflık çağrısı
Belirsizlik halinin toplumun geniş kesimlerinde sürece olan ilgiyi azaltma riski taşıdığını belirten Işık, siyasi partilerin net duruş sergilememesinin de kamuoyunun sağlıklı bilgiye ulaşmasını zorlaştırdığını aktardı.
Toplumsal barışın sürdürülebilmesi için güvenlikçi politikalara ek olarak sosyal ve kültürel adımların da devreye girmesi gerektiğini ifade eden Işık, devletin sürece ilişkin daha şeffaf ve anlaşılır bir iletişim dili benimsemesinin şart olduğuna dikkat çekti.
Aksi halde, mevcut kırılgan tablonun ilerleyen süreçte daha büyük sorunlara yol açabileceği uyarısında bulundu.
