Mehmet Emin Ekmen: Batman’da su var ama yönetilemiyor
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda söz alarak Batman’daki su krizini ve Türkiye genelinde yaşanan kuraklık tehlikesini gündeme taşıdı.
“Kuraklık küresel bir kriz, kötü su yönetimi ise bizim tercihimiz” diyen Ekmen, Batman’daki çiftçilerin ve köylerin yaşadığı susuzluk sorununu örneklerle dile getirerek, su yönetiminde yaşanan ihmalleri sert bir dille eleştirdi.
31 YILDA TAMAMLANAN PROJE, 9 YIL SU BEKLEDİ
Batman’daki Sol Sahil Sulama Kanalı örneği üzerinden kötü planlama ve yavaş işleyen bürokrasiye dikkat çeken Ekmen, şu ifadeleri kullandı:
“Malabadi ve Batman Barajlarından su taşımayı amaçlayan Sol Sahil Sulama Kanalı’nın ilk ihalesi 1993’te yapılmış. İnşaat tam 31 yılda tamamlanmış, 2014’te bitmiş. Ancak ilk su, tarlalara ancak 9 yıl sonra, 30 Ağustos 2023’te ulaşabilmiş. Bugün hâlâ düzenli sulama yapılamıyor ve DSİ’nin açıklamalarına rağmen, ‘vahşi sulama’ yöntemiyle su kullanılıyor.”
“KANAL İSTANBUL’U DEĞİL, KURUYAN TARLALARI KONUŞALIM”
Batman’daki sivil toplum kuruluşlarının sesine de Meclis kürsüsünden yer veren Ekmen, Çevre Gönüllüleri Derneği ve Dernek Başkanı Hasan Argunağa‘ya teşekkür ederek, vatandaşların taleplerini aktardı:
“Sason’un Kelhasan Köyü başta olmak üzere birçok köyde halen su yok. Şehir merkezindeki içme suyunda fenol bulunduğu ifade ediliyor; ancak oranı bilinmiyor. Sol Sahil Sulama Kanalı’nda yaşanan kirlilik ve sık yaşanan çocuk boğulma vakaları için de kamuoyunun bilgilendirilmesi gerektiğini Dernek 8 Mayıs’taki açıklamasıyla duyurmuştu. Ne yazık ki yetkili kurumlar bu taleplere yanıt vermedi.”
“STRATEJİK SU YÖNETİMİNE İHTİYACIMIZ VAR”
Kuraklığın sadece bir doğa olayı değil, aynı zamanda bir yönetim sorunu olduğunu vurgulayan Ekmen, şöyle konuştu:
“Kuraklık çağın sorunu. Ama kötü su yönetimi bizim tercihimiz. Artık Türkiye, suyu stratejik bir kaynak olarak ele almalı. Çiftçilere yağmurlama ve damlama sulama sistemleriyle destek verilmeli. Kanal İstanbul gibi projelere değil, halkın günlük yaşamını etkileyen su sorunlarına kaynak ayrılmalı.”