AK Parti eski MKYK Üyesi ve yazar Orhan Miroğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Kürt iş insanlarına yönelik önyargılar ve sermaye el değiştirme süreçleri hakkında dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu.
Miroğlu, bazı çevrelerin Kürt toplumunu “namus cinayetleri, kaçakçılık ve aşiretçilikle” özdeşleştirmesinin ardından şimdi de Kürt işadamlarını benzer bir mantıkla suçladığını belirtti.
“Namus cinayeti, kaçakçılık şu bu sadece Kürtlerde olur, şu aşiretçilikten kurtulamadılar gitti diye düşünenler, şimdi de Kürt işadamlarını aynı mantıkla suçluyorlar. Oysa gerçekler bambaşka,” diyen Miroğlu, Türkiye’de servetlerin belirli dönemlerde ‘garip bir şekilde el değiştirdiğini’ ifade etti.
Miroğlu, bu durumun ekonomik güvensizlik yarattığını ve yalnızca beyin göçünün değil, sermaye göçünün de yaşandığını belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Son yıllarda bilhassa Londra’ya kaçırılan sermayenin miktarı telaffuz dahi edilemeyecek büyüklükte. Bu süreçlerin mağdurları sadece Kürt iş insanlarıdır diyen yok, ama Kürtlerin hem sermayesinden hem de siyaset yapmasından korkan bir devlet olgusu hayali değildir, gerçektir.”
Örnek olarak iş insanı Ağa Ceylan’ı gösteren Miroğlu, Ceylan’ın turizm ve inşaat sektörünün önde gelen isimlerinden biri olduğunu hatırlatarak şu açıklamayı yaptı:
“Ağa Ceylan, 34 devlet adamını Türkiye’de ağırlamış, devlet üstün hizmet madalyası almış bir işadamıydı. 55 milyon dolar borç yüzünden bütün şirketlerine el konuldu, kayyım atandı. Halbuki otellerinin değeri borcunun iki katıydı. Aynı dönemde Aydın Doğan’ın bankasının bedelini on katına çıkarıp onu kurtardılar.”
Miroğlu, son olarak Cumhuriyet’in kuruluş döneminden itibaren Kürt ailelerinin mallarına el konulduğunu hatırlatarak, “Göçe ve sürgüne zorlanan büyük Kürt ailelerinin mülkleri buharlaştı, açılan mülkiyet davaları hâlâ sürüyor olabilir,” ifadelerini kullandı.