Loading...
tr usd
USD
0.200%
Amerikan Doları
42,34 TRY
tr euro
EURO
0.050%
Euro
49,17 TRY
tr gbp
GBP
0.080%
İngiliz Sterlini
55,74 TRY
bist-100
BIST
-0.40%
Bist 100
11.079,38 TRY
usd gau
Petrol
1.35%
Brent Petrol
63,29 USD
gau
GR. ALTIN
-0.07%
Gram Altın
5.547,49 TRY
tr btc
BTC
6.26%
Bitcoin
3.935.143,88 TRY

PKK’den açıklama: Sabote eden taraf olmayacağız

featured

KCK Sözcüsü Zagros Hiwa, Türkiye ile PKK arasında doğrudan müzakerelerin başlamadığını belirterek süreci “sabote eden” taraf olmayacaklarını söyledi.

DW’nin Farsça servisinin sorularını yanıtlayan PKK’nin şemsiye örgütü Kürdistan Topluluklar Birliği’nin (KCK) Dış İlişkiler Sözcüsü Zagros Hiwa, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin çağrısı üzerine AK Parti tarafından başlatılan çözüm süreci ve Ankara’dan atılmasını bekledikleri adımlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

AK Parti’nin, 2015’te çöken ilk çözüm süreci sırasında Türk devletinin “çöktürme planı” olarak adlandırılan bir plan hazırladığını, bu planın Milli Güvenlik Kurulu’nda kabul edilerek uygulandığını belirten Hiwa, planın “Kürt Özgürlük Hareketi’nin Türk devleti karşısında diz çökmesini hedeflediğini” ancak Türkiye’nin bu hedefe ulaşamadığını savundu.

KCK Sözcüsü, Türkiye’nin ekonomik, mali, sosyal, siyasal ve askeri kaynaklarını seferber ederek PKK’ye karşı kapsamlı bir mücadele yürüttüğünü, ancak 10 yılın sonunda “Kürt Özgürlük Hareketi’ni ortadan kaldıramayacağını ve Abdullah Öcalan’ın özgürlük ve demokrasi iradesini kıramayacağını anladığını” söyledi.

Hiwa, “Bu nedenle yeni yollar denemeye başladılar. Kürtlere karşı zihniyetlerini ve politikalarını gerçekten değiştirip değiştirmedikleri ya da yeni bir saldırı dalgası için mi hazırlık yaptıkları henüz belli değil.” dedi.

Bahçeli’nin süreci başlatmadaki rolü

Hiwa, yeni sürecin neden MHP lideri Devlet Bahçeli’nin çağrısıyla başladığına ilişkin soruya şu yanıtı verdi:

Bahçeli’nin Öcalan’a çağrısında Ortadoğu’daki gelişmelerin etkili olduğunu belirten Hiwa, bölgenin ideolojik, siyasi, ekonomik ve askeri açıdan yeniden dizayn edildiğini, Türkiye’nin de Kürtlerin jeostratejik ve jeopolitik öneminin farkında olduğunu söyledi.

Hiwa, “Bu nedenle Türk devleti, Kürtlerin jeopolitik kaldıraç gücünü etkisizleştirmek ve yükselen küresel ve bölgesel güçlerle ittifak kurmalarını engellemek istiyor” dedi.

“Kürtler, Ortadoğu’daki kritik tarihsel dönüm noktalarında hem Osmanlı hem de Cumhuriyet dönemlerinde Türklerin mevcudiyetini güvence altına almada varoluşsal bir rol oynamıştır.” diyen Hiwa, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkler, Ortadoğu’nun büyük güçler tarafından yeniden dizayn edilmesi sebebiyle tehdit edildiklerini hissediyor ve varlıklarını koruyabilmek için tarihe geri dönmüş görünüyorlar. Bu süreçte Kürtlerin rolünü de tanıyorlar. Bu durum devletin veya MHP’nin zihniyetinde stratejik bir değişiklik anlamına gelmez; bu sadece taktiksel bir adımdır ve istikrarsız koşullarda Kürtleri aldatma girişimi olabilir.”

Süreç nasıl ilerliyor?

Zagros Hiwa, çözüm sürecine dair değerlendirmelerinde, PKK’nin bugüne kadar “iyi niyet göstergesi” olarak tek taraflı adımlar attığını, Türkiye’nin ise yalnızca söylem ürettiğini, somut adım atmadığını savundu.

Türk hükümetinin süreci “Terörsüz Türkiye süreci” olarak adlandırdığını hatırlatan Hiwa, bunun “Türk devletinin Kürt özgürlük mücadelesini hâlâ terör, Kürtleri ise terörist olarak gördüğünü” gösterdiğini ifade etti.

Hiwa, “Uydurma suçlamalarla parti eş başkanları ve milletvekilleri dahil çok sayıda siyasi rehine Türkiye cezaevlerinde tutuluyor. Önder Apo hâlâ İmralı Adası’nda ağır tecrit altında” dedi.

“Müzakereler daha başlamadı” diyen Hiwa, İmralı’da yürütülen görüşmelerin sadece bir “diyalog süreci” olduğunu kaydetti.

“Müzakerelerin başlaması için iki tarafın eşit şartlarda bir araya gelmesi gerekir” diyen Hiwa, PKK’nin baş müzakerecisi olarak tanımladığı Öcalan’ın hâlâ ağır tecrit koşullarında bulunduğunu vurguladı.

Hiwa, “Kürt tarafının baş müzakerecisi, özgür ve eşit koşullarda müzakere edebilmek için özgür olmalıdır. Bu, adil bir barışın ön koşuludur” ifadelerini kullandı.

TBMM’de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nu eleştiren Hiwa, “Komisyon, Kürt sorununu çözmek iddiasıyla kurulmuş olsa da sorunun ortaya çıkmasına neden olan mirası sürdürdüğünü göstermiştir.” dedi.

Komisyonun Kürt anneleri dinlemek üzere davet ettiğini, ancak Komisyon Başkanı ve TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un annelerin Kürtçe konuşmasına izin vermediğini belirten Hiwa, “Kürtlerin direnişine yol açan yaklaşım tam olarak budur” diye konuştu.

Kürt sorununa siyasi bir çözümün hukuki adımlar gerektirdiğini vurgulayan Hiwa, bugüne kadar bu yönde somut bir adım atılmadığını belirterek şunları ekledi:

“Verilen sözler doğrultusunda somut yasal adımlar atılmalıdır. Aksi takdirde tüm vaatler, kralın keyfiyetine göre tersine çevrilebilir.”

Ankara’dan beklentiler

Hiwa, çözüm sürecinden beklentilerini şöyle sıraladı:

“Bu süreç, Kürtlerin ve Kürt Özgürlük Hareketi’nin Türkiye Cumhuriyeti’ne demokratik entegrasyonunu hedeflemeli ve demokratik siyasete özgürce katılımlarını sağlamalıdır.Mevcut Anayasa Kürtlerin varlığını inkâr ediyor ve yalnızca Kürtleri değil Türkiye’deki tüm etnik grupları Türk olarak tanımlıyor. Kürtler Türk olarak değil, Demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin özgür ve eşit yurttaşları olarak görülmelidir. Anayasa Kürtleri kapsamalı, ötekileştirmemeli ve haklarını korumalıdır.”

“Sabote eden taraf olmayacağız”

Zagros Hiwa’ya göre çözüm sürecindeki en büyük zorluklardan biri, “Türk devletinin zihniyetinde ve politikalarında değişim sağlamak.”

Peki ya süreç başarıyla sonuçlanmazsa? Bu soruyu da yanıtlayan Hiwa, askeri mücadele stratejisini terk ederek demokratik siyaset stratejisine yöneldiklerini, bunda samimi olduklarını ve süreci sabote eden taraf olmayacaklarını belirtti.

Hiwa sözlerini şu ifadelerle tamamladı: “Silahlı çatışmalar tamamen Türk devletinin politikalarına bağlı olacaktır. Yüzyıllık inkâr ve soykırım politikalarını sürdürürlerse,Kürtler de öz savunma direnişlerini sürdüreceklerdir.”

“Biz hiçbir zaman İran’ın müttefiki olmadık”

PKK ile İran arasındaki ilişkilere dair soruyu yanıtlayan Hiwa, “PKK hiçbir zaman İran’ın müttefiki olmamıştır. Bu iddia psikolojik savaşın bir parçasıdır ve son bir yıldaki saha gelişmeleri de bunu geçersiz kılmıştır.” dedi.

KCK yetkilisi, Öcalan’ın “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısı ile PKK’nin fesih kararının BM, Avrupa, ABD, Çin ve birçok ülke tarafından memnuniyetle karşılandığını, İran’ın da bu kararı resmi olarak olumlu karşıladığını hatırlattı.

Türkiye ve İran’ın yıllarca Kürt meselesinde güvenlikçi politikalarda işbirliği yaptığını söyleyen Hiwa, yeni dönemde iki ülkenin “Kürtlere karşı değil, barış ve demokratik entegrasyon için işbirliği yapması gerektiğini” ifade etti.

“PJAK’a gelişmiş silah veya İHA teknolojisi vermedik”

Son yıllarda PKK’nin elde ettiği teknolojilerin PJAK’a aktarılıp aktarılmadığına ilişkin soruya Hiwa şu yanıtı verdi:

“PJAK, İran’daki demokratik değişim mücadelesinde kendi kaynaklarına dayanıyor ve Doğu Kürdistan’da halk desteğine sahip. PJAK’a güç veya askeri teçhizat aktardığımız iddiaları gerçeği yansıtmıyor. Ne PJAK’ın bizden böyle bir talebi oldu ne de bizim böyle bir politikamız var.”

“PJAK kararlarında bağımsızdır”

PJAK’ın “İran’daki Kürtlerin haklarını savunmak için askeri kapasitenin korunması gerektiği” gerekçesiyle silah bırakmayı reddetmesine ilişkin ise Hiwa, KCK ile PJAK arasında hiyerarşik bir bağ bulunmadığını belirterek şunları söyledi:

“Bu karar tamamen PJAK’ın kendi politikalarıyla ilgilidir. PJAK kararlarını almada bağımsızdır; bizimle örgütsel bir bağı yoktur.”

 

 

Giriş Yap

Batman Burada ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

NOT: ✅ Oturumu açık tut kısmını aktif hale getirin.

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Uygulamamızı İndir ve Yorum Yap 🌟