HÜDA PAR Batman Milletvekili Serkan Ramanlı akan kanın durması ve yaşanan insani dramın son bulması için “silahların tamamen ortadan kalkması” gerektiğini söyledi. Ramanlı “Silahlar bırakılsın ya da bırakılmasın Kürtlerin hakları tanınmalı” ifadelerini kullandı.
HÜDA PAR Batman Milletvekili Serkan Ramanlı, Rûdaw TV’de Türkiye’nin gündemindeki barış sürecine dair konuştu.
Serkan Ramanlı, silahların tamamen susturulmasından Kürtlerin meşru haklarının iadesine, Suriye’deki gelişmelerden PKK üyelerinin entegrasyonu, komisyonun çalışmaları ve HÜDA PAR’ın Kürt sorunun çözümüne bakışına kadar birçok önemli konuda değerlendirmelerde bulundu.
“40 yıllık savaşın bedeli ağır oldu, silahlar tamamen ortadan kalkmalı”
HÜDA PAR Batman Milletvekili Ramanlı, 40 yıldır devam eden çatışmaların Türkiye’ye ve özellikle Kürtlere ödettiği ağır bedelleri vurgulayarak “Binlerce kişi yaşamını yitirdi, bu savaşta en çok zarar görenler Kürtler oldu. Ölen de öldürülen de en fazla Kürt’tür” ifadelerini kullandı. Ramanlı, bu acı tablonun artık son bulması gerektiğini belirterek, Türkiye’deki mevcut konjonktürün barış için oldukça elverişli olduğunu dile getirdi. Ramanlı, “Barış yoluyla bu sorunu ve sivil siyasetle çözmek için çok uygun bir zemin söz konusu. Var olan bu fırsatı kaçırmamalıyız” diyerek, partisinin bu yöndeki kararlılığını yineledi. Kürt meselesinde kesinlikle savaş ve silahın ortadan kalkması gerektiğini belirten HÜDA PAR Milletvekili, bu konudaki geçmişteki Kürt sorunun sivil siyaset çerçevesinde hak ve hukuklarının tanınması yönündeki düşüncelerini koruduklarını ve hala bu görüşte olduklarını söyledi.
“Suriye’deki belirsizlik süreci tehdit ediyor”
Barış sürecinin önündeki en büyük tehditlerden birinin Suriye’deki gelişmeler olduğunu dile getiren Ramanlı, “Suriye’de ne olacak, nereye evrilecek? Kürtlerin yaşadığı bölgelerin idaresi ne şekilde olacak? Bunun üzerine çok sayıda tartışma ve görüş var ” diyen Ramanlı, Suriye’deki durumun hem PKK hem de Türkiye’nin istediği tarzda ilerlememesinin süreç için büyük bir tehlike oluşturduğunu belirtti. Ramanlı, bu sürecin Suriye’deki gelişmeler nedeniyle bozulma ihtimalinin gündemde olduğunu ifade etti.
Hükümete ve PKK’ye çağrı: “Silah bırakılmalı, haklar iade edilmeli”
HÜDA PAR milletvekili Serkan Ramanlı, konuşmasında hem hükümete hem de PKK’ye eş zamanlı önemli çağrılarda bulundu. Ramanlı “Hükümet açısından PKK silah da bıraksın veya bırakmasın Kürtlerin yasal ve meşru hakları iade edilmelidir. Çünkü bu insani ve bir doğal haktır. Hatta İslami bir gerekliliktir. Sizin başka şartları Kürtlerin önüne çıkarmaya hakkınız yok” dedi.
PKK’ye de çağrıda bulunan Ramanlı “Ne olursa olsun bu süreç netleşir veya netleşmez bu ayrı ama kesinlikle silahları bırakmalısınız. Çünkü silahların patlatılması Kürt sorununun çözümünde en büyük engeldir” diyerek silahlı mücadelenin çözüm önündeki en büyük engel olduğunu bir kez daha vurguladı.
Öcalan’ın mesajları ve komisyonun sorumlulukları
Abdullah Öcalan’ın barış sürecine ilişkin görüşlerine ve endişelerine de değinen Ramanlı, Öcalan’ın mesajında komisyondan hiç bahsetmemesinin dikkat çekici olduğunu söyledi. Ramanlı, “İşin gerçeği herkes bu konuda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerekiyor ve bugün Öcalan’ın üzerine düşen bir görev ve sorumluluk söz konusu” dedi. Öcalan’ın örgütüne “silahlarınızı bırakın ve kendinizi feshedin” çağrısında bulunduğunu ve örgütün de bu çağrıya uyarak fesih kararı aldığını, adım adım silahlarını da bırakacaklarını umut ettiklerini dile getirdi.
Komisyonun rolüne ilişkin ise Ramanlı, “Bundaki amaç ve hedef kesinlikle bu komisyon, tüm Türkiye vatandaşlarına temel görevin bu olduğuna dair herkesi ikna etmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı. Özellikle ulusalcı kesimlerin ve bu sürecin başarıya ulaşmasını istemeyenlerin olduğuna dikkat çeken Ramanlı, toplum kuruluşları ve partilerin bu konuda farklı görüşlere sahip olabileceğini belirtti.
Toplumsal destek ve kardeşlik vurgusu
Türkiye halkının bu süreci desteklediğini ve arkasında olduğunu kamuoyuna iyi anlatılması gerektiğinin altını çizen Ramanlı, “Yani bu çatışma ve savaşın son bulması, PKK’nın silah bırakması, sivil yollarla bu sorunun çözülmesi ve mücadele etmesi konusu herkesin ikna edilmesi gerekiyor” dedi. Bu konuda tüm tarafların üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini ifade eden Ramanlı, HÜDA PAR olarak da genel başkanlarının ve kendilerinin kardeşlik ve barış yolunu güçlendirmek gibi bir görevleri olduğunu söyledi.
Türkiye ve Kürt halkının mevcut durumdan memnun olmadığını ve barış yoluyla sorunları çözmek istediğini belirten Ramanlı, “Bin yıldan daha fazladır birlikte yaşıyoruz ve kardeşiz. Aynı zamanda aynı İslam dini üzerinden bir kardeşliğimiz var. Özellikle İslam üzerinden bir kardeşimiz söz konusu. İnanç ve ses fikrimize göre içimizdeki görüşümüzü değiştirmeliyiz, karşılıklı olarak birbirimizin hak ve hukukuna korumalıyız” diyerek, ortak değerler üzerinden birliğe vurgu yaptı.
PKK üyelerinin geleceği ve entegrasyon planları
Ramanlı, Komisyon çalışmalarında sürecin en kritik başlıklarından birinin PKK üyelerinin geleceği ve entegrasyon meselesi olduğunu kaydetti.
HÜDA PAR milletvekili “Peki silahlarını bıraktı ancak üyelerinin durumu ne olacak? Dağdan indikleri zaman onların gideceği ne olacak? Entegrasyonları ne şekilde olacak?” diyerek komisyonun bu konularda bir kanun ve yasa çıkarılması noktasında gündeme alması gerektiğini belirtti.
“Komisyon önümüzdeki günlerde umuyorum ki bu konular üzerinde de çalışmalar yürütecek, konuşacak ve görüşlerini oluşturacak, öneriler sunacak” diyen Ramanlı, “Yani sonra üyelerinin gideceği ne olacak? Bu konuda entegrasyonun yasası olması gerekir. Hapis olanlar nasıl serbest bırakılacak? Avrupa’dakiler nasıl hangi şartlar altında dönecek? Dağdakiler silahları bıraktıktan sonra şehre indiğinde ne olacak? Onların içinde olanlara göremedim, plan ne?” diyerek, bu önemli başlıklar için somut bir yol haritasının acilen belirlenmesi gerektiğini vurguladı.
Ramanlı, son olarak Türkiye’de milyonlarca insanın bu çatışma ve ölümden dolayı mağdur olduğunu belirterek, “Onların duygularını da incitmeyecek şekilde herkesin razı olacağı bir planın olması gerekir” diyerek, sürecin tüm mağdurları kapsayıcı ve adil bir şekilde yürütülmesi gerektiğinin altını çizdi.
