Hürriyet gazetesinin köşe yazarlarından gazeteci Abdulkadir Selvi, bugünkü yazısında “SDG’nin kontrol ettiği bölgede Türk Silahlı Kuvvetleri’nin hareketliliği artmaya başladı” diyerek köşesinde bu konuyu değerlendirdi.
Gazeteci Abdulkadir Selvi bugünkü köşesinde “SDG’ye yılsonuna kadar tanınan süre 21 gün sonra dolacak” diyerek TSK’nın bölgede hareketliliğinin arttığını açıkladı.
Selvi, Hürriyet gazetesinde bugün yayımlanan köşesinde şunları kaydetti:
“PKK’nın Suriye kolu olan SDG’nin kontrol ettiği bölgede Türk Silahlı Kuvvetleri’nin hareketliliği artmaya başladı. 10 Mart’ta Şam yönetimi ile SDG arasında varılan anlaşmaya rağmen sahada herhangi bir ilerleme olmadı. SDG’ye yılsonuna kadar tanınan süre 21 gün sonra dolacak. Ama sahada en ufak bir gelişme yok. Tam aksine Mazlum Abdi, İsrail’i göreve davet ediyor. ABD’nin kendilerini desteklemeye devam etmesini talep ediyor. Yani hâlâ oyun peşinde. Terörsüz Türkiye sürecine olumsuz etki yapmaması için stratejik sabır uygulanıyor. Ama sabır taşı çatlamak üzere. SDG’nin müzakereler yoluyla Suriye yönetimine entegre olması yönündeki beklentiler azalıyor. Ankara ile Şam arasındaki koordinasyonda SDG’ye yönelik askeri operasyon eğilimi ağırlık kazanıyor. Genelkurmay Başkanı Org. Selçuk Bayraktaroğlu’nun Suriye temasları bu açıdan önemli bir gösterge. SDG’ye neden bu kadar uzun vadeli bir kredi tanındı?”
“Suriye’nin başlatacağı operasyonlara TSK da güçlü bir şekilde destek verecek”
“1- ABD, geçmişte işbirliği yaptığı SDG’yi, ortada bırakmak istemedi. 2- Ancak Trump yönetimi SDG’nin, Suriye ordusuna entegre olmasını istedi. Centcom komutanı Cooper, Mazlum Abdi’ye, “Biz ilelebet burada olmayacağız. Şam’la anlaş” demişti. Mazlum Abdi iki kez Amerikan helikopterine bindirilip Şam’a getirildi. ABD Başkanı Trump, “Suriye’nin anahtarı Türkiye’nin elinde” dedi. Türkiye, ABD ile ortak perspektifin sonuç alması için çaba gösterdi. Ancak Kandil ve Mazlum Abdi bunları görmezden gelmeye devam etti. Amerikan atından inip, İsrail atına binmeye çalışıyorlar. 3- Türkiye, yürütülen “Terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge” sürecinin zarar görmemesi için diplomasi ve müzakereye olanak tanıdı. 4- Doğrudan Kandil tarafından yönetilen Mazlum Abdi, süreci istismar etmeye başladı. 5- 2026 yılının ilk çeyreği bölge açısından hareketli geçecek. SDG, Suriye ordusuna entegre olmamakta direndiği taktirde askeri operasyonun düğmesine basılacak. Suriye ordusunun başlatacağı operasyonlara Türk Silahlı Kuvvetleri de güçlü bir şekilde destek verecek. Bakalım o zaman İsrail, bunları kurtarabilecek mi?”
“Neçirvan Barzani’den şaşırtıcı bir çıkış geldi”
“IKBY Başkanı Neçirvan Barzani, Türkiye ile ilişkileri en iyi olan isimlerden birisidir. Ankara’da kredisi vardır. Zaman zaman Türkiye’ye gelir Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kabul edilir. Türkiye, SDG’nin, Suriye ordusuna entegre olması için bir çalışma yürütüyor. Bu Terörsüz Türkiye sürecinin en önemli kilometre taşlarından biri olacak. Eğer SDG, Suriye ordusuna entegre olmayı kabul etmezse askeri operasyon düşünülüyor. Durum bu kadar ciddi. Ancak Neçirvan Barzani’den şaşırtıcı bir çıkış geldi. Duhok’taki toplantıya Mazlum Abdi’yi davet eden Neçirvan Barzani, “Silahları bırakmayın” diye akıl verdi. Suriye ordusuna katılmalarının yanlış olduğunu savundu. “YPG-SDG’nin dağıtılması için yapılan çağrılar gerçekçi değil. 2023’te biz de Amerikalılarla benzer bir sorun yaşamıştık. Bize de herkes ‘yeni orduya katılmalı’ dedi ama biz bunun pratik ve gerçekçi olmadığını söyledik. SDG için de aynı durum geçerli. Suriye ordusuna katılmalarını düşünmek yanlış bir yaklaşım” dedi.”
“Ankara’da rahatsızlığa yol açtı”
“Neçirvan Barzani, SDG’nin silah bırakmamasını kendine misyon edinmiş olmalı ki, “Onlardan silahlarını bırakıp, üniformalarını çıkarıp, entegrasyonları için hiçbir garanti verilmeden bireysel olarak topluma karışmalarını bekleyemezsiniz” dedi. Neçirvan Barzani, SDG konusunda Türkiye’nin tam karşısında tutum takındı. Neçirvan Barzani’nin SDG’nin silah bırakmaması konusundaki çabaları Ankara’da rahatsızlığa yol açtı.”







