İnsan zihninin en ayırt edici özelliği olarak görülen ‘kanıta göre düşünme’ ve inançlarını yeni bilgilere göre güncelleme becerisi, artık yalnızca insana özgü sayılmıyor. Science dergisinde yayımlanan çalışmada, şempanzelerin farklı güçteki kanıtları tartarak mantıklı seçimler yaptığı gözlemlendi.
Uganda’daki Ngamba Adası Şempanze Korunağı’nda yürütülen araştırma, Utrecht Üniversitesi’nden Hanna Schleihauf liderliğindeki uluslararası bir ekibin çalışması. Araştırmacılar, 23 şempanzeye yiyeceğin gizlendiği kutular arasında seçim yaptırdı; ardından çeşitli ipuçları vererek kararlarını değiştirip değiştirmeyeceklerini inceledi.
Sonuçlar, şempanzelerin güçlü ipuçlarına bağlı kaldıklarını, ancak daha zayıf kanıtlardan sonra yeni ve daha güçlü bir bilgiyle karşılaştıklarında kararlarını değiştirdiklerini gösterdi.
Darwin’in sezgisi doğrulanıyor
Araştırmaya göre, şempanzeler yalnızca ipuçlarını takip etmiyor; aynı zamanda bu ipuçlarının güvenilirliğini de değerlendiriyor.
Duke Üniversitesi’nden evrimsel antropolog Brian Hare, “Bu bulgular, insandışı maymunların kanıtları ağırlıklarına göre tartabildiğini, önceki seçimlerini gözden geçirebildiğini ve güvenilmez kanıtlarla karşılaştığında uyum sağlayabildiğini gösteriyor” dedi.
Bu da 19. yüzyılda Charles Darwin’in öne sürdüğü düşünceyi yeniden gündeme getiriyor: İnsan ile diğer büyük maymunlar arasındaki fark bir “sıçrama” değil, bir “süreklilik”.
Düşünme üzerine düşünmek
Araştırmacılar, şempanzelerin her tür ipucuna sabit bir değer atamadığını, bunun yerine kanıtın gücünü duruma göre tarttığını belirtiyor. Bu sonuçlar, şempanzelerin ‘metabilişsel kapasitelere’ yani ‘düşünme üzerine düşünme’ yeteneğine sahip olduğunu gösteriyor.
Bu, şempanzeleri bilişsel olarak insan türüne her zamankinden daha fazla yaklaştırıyor. Jane Goodall’ın yıllar önce ortaya koyduğu ‘insanla ortak davranış biçimleri’ (örneğin araç kullanımı) artık düşünsel alanda da geçerli olabilir.
İnsan aklının eşiğinde
Darwin, İnsanın Türeyişi adlı eserinde “insan ile yüksek memeliler arasında zihinsel bir uçurum değil, derece farkı” bulunduğunu yazmıştı. 150 yıl sonra yapılan bu çalışma, o tespiti bilimsel bir gözlemle destekliyor: İnsan aklı, göründüğü kadar benzersiz olmayabilir.







