Muğla’da 12 Mayıs 2010 tarihinde Kürt öğrencilere yönelik saldırılar sırasında polis kurşunuyla ağır yaralanan Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğrencisi Şerzan Kurt, tedavi gördüğü İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’nde 25 Mayıs 2010’da hayatını kaybetmişti. Olayın ardından başlayan uzun yargı süreci, aradan geçen 15 yıla rağmen hâlâ tamamlanmadı.
Açılan dava, güvenlik gerekçesiyle Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne taşındı. 2012 yılında sanık polis Gültekin Şahin’e “olası kastla nitelikli öldürmeye yardım” suçundan 8 yıl hapis cezası verildi. Ancak Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 2014 yılında bu kararı “haksız tahrik altında kasten öldürme” gerekçesiyle bozdu. Yeniden yapılan yargılama sonucu sanığa 16 yıl hapis cezası verildi.
Bu karar da 2016 yılında, Uluslararası Baran Tursun Vakfı temsilcisine tebliğ yapılmadığı gerekçesiyle Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından usulen bozuldu. Sonraki süreçte Yargıtay, sanığın eylemini “neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama” olarak değerlendirip dosyayı yerel mahkemeye iade etti. Bunun üzerine sanık polis tahliye edildi.
2019 yılında Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi, sanığı “haksız tahrik altında kasten yaralama sonucu ölüme neden olma” suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırdı. Bu karar Yargıtay tarafından 2021 yılında onandı. Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, bu kararın “bilinçli taksirle ölüme neden olma” kapsamında değerlendirilmesi gerektiği görüşüyle dosyayı yeniden Ceza Genel Kurulu’na taşıdı. Kurul, 2021 yılında kararı bir kez daha bozarak dosyayı yerel mahkemeye gönderdi.
Son olarak Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesi, sanık polis hakkında 5 yıl 2 ay 15 gün hapis cezası verdi. Böylece 15 yıla yaklaşan yargı süreci, cezasızlık endişelerini yeniden gündeme taşıdı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Batman Şubesi ve 78’liler Girişimi Batman Temsilciliği tarafından yapılan ortak açıklamada, “Şerzan Kurt’un öldürülmesi gibi birçok olay, cezasızlık ve zamanaşımı ile sonuçlandırılmak istenmektedir. Gerçek adaletin tesisi için, yargının tarafsız ve etkin bir biçimde işlemeli, dokunulmazlık zırhı kaldırılmalıdır” denildi.