DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, Suriye’de Alevilere yönelik şiddet olaylarının devam ettiğini belirtti. Hatimoğulları, baskıcı rejimlerin halkların taleplerine kulak vermemesi durumunda daha büyük krizlerin kaçınılmaz olacağını ifade etti.
Ortadoğu’dan Avrupa’ya kadar yaşanan gelişmeleri değerlendiren Hatimoğulları, demokratik değerlerin zedelendiği bir dünyada halkların barış ve özgürlük taleplerini daha yüksek sesle dile getirdiğini söyledi.
Hatimoğulları, küresel düzeyde yaşanan ticaret savaşlarına değinerek, “Trump döneminde başlayan vergi tarifeleri yalnızca gümrük uygulamaları değil, aynı zamanda teknolojik ve ekonomik bir güç mücadelesidir. Bu süreç, sömürüyü derinleştiren küresel bir savaş haline gelmiştir” ifadelerini kullandı.
Vergi politikalarının adalet temelinde yeniden yapılandırılması gerektiğini vurgulayan Hatimoğulları, Avrupa’da silahlanmaya yapılan yatırımların da toplumsal barışı tehdit ettiğini söyledi.
Ortadoğu’daki silah ithalatının giderek arttığını belirten Hatimoğulları, İran’ın Kürtler, Aleviler, kadınlar ve Beluclar gibi toplum kesimlerini yok sayarak ilerlemesinin mümkün olmadığını ifade etti. Komşu ülkelerin İran’a baskı uygulamak yerine halklarla bağ kuracak yapıcı adımlar atması gerektiğini söyledi.
Suriye’deki geçici hükümet ve 5 yıllık geçiş anayasasının halkları dışladığını ifade eden Hatimoğulları, Kürtler, Aleviler ve diğer inanç gruplarının bu yapılarda yer bulamamasının demokrasi açısından büyük bir eksiklik olduğunu dile getirdi.
Konuşmasında dünya genelinde yaşanan adaletsizliklere karşı yükselen halk hareketlerine de dikkat çeken Hatimoğulları, “ABD’den Tel Aviv’e, İran’dan Türkiye’ye kadar milyonlar adalet ve özgürlük için direniyor. Bu sesler birleştiğinde savaş politikaları geri çekilmek zorunda kalacaktır” dedi.
Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı çağrının barış ve demokratik dönüşüm adına önemli bir adım olduğunu vurgulayan Hatimoğulları, iktidarın bu çağrıya karşılık vermemesi nedeniyle Türkiye’de demokratik zeminin daha da daraldığını savundu.
Barış süreci için somut adımların atılması gerektiğini ifade eden Hatimoğulları, Öcalan’ın iletişim haklarının sağlanması, Meclis’in barış süreci için yasa çıkarması ve demokratik dönüşümü destekleyecek adımların atılmasının şart olduğunu söyledi.
CHP’ye yönelik baskılara da değinen Hatimoğulları, ana muhalefet partisinin barış süreci konusunda olumlu bir tutum içinde olduğunu belirterek, muhalefete sürece sahip çıkma çağrısında bulundu. “Van’da halkın iradesine el konuluyorsa, İstanbul’da da aynı anlayış devrededir” dedi.
Son olarak, “Toplumsal barışın sağlanması, demokratik dönüşüm ve ortak mücadele ile mümkündür” diyen Hatimoğulları, herkesin bu sürece katkı sunması gerektiğini belirtti.