DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’ rotamız olsun. Demokratik bir cumhuriyet rotamız olsun. Kürt’ün, Alevinin eşit yaşadığı bir rota, rotamız olsun” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Meclis’te partisinin grup toplantısında konuştu.
“Bir başkası rotamızı belirlemesin. “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” rotamız olsun, demokratik bir cumhuriyet rotamız olsun. Kürt’ün, Alevinin eşit yurttaş olduğu bir ülke rotamız olsun” diyen Bakırhan’ın konuşmasında öne çıkanlar şöyle:
“Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Meclis’te partisinin grup toplantısında gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi. Bakırhan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile yaptıkları görüşmeye işaret ederek, görüşmenin yapıcı geçtiğini ve temaslarının devam edeceğini aktardı.”
‘Rotamızı birlikte çizelim’
“Kimi güçler yer değiştiriyor. Ortadoğu yine bu işlerin merkezinde ve yine hedeftedir. Eski dengeler çözülüyor, herkes gelecek yüzyılın rotasını çizme telaşında. Haliyle biz de hem dünyadaki hem Ortadoğu’daki gelişmelerden azade değiliz. Türkiye de hemen Ortadoğu’da bu gelişmelerin yanı başında duruyor. Biz de tam bu sürecin başlamasıyla birlikte diyoruz ki gelin kendi rotamızı, yolumuzu birlikte çizelim.”
‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı bizim rotamız olsun’
“Bir başkası bizim rotamızı, yolumuzu belirlemesin. Bizim rotamızı Türkiye halkları belirlesin. Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı bizim rotamız olsun. Demokratik bir cumhuriyet bizim rotamız olsun. Kürt’ün, Alevinin eşit yurttaş olduğu bir rota, bizim rotamız olsun. Aksi halde rotasını belirlemeyenlerin rotası; emperyal ve hegemonik güçler tarafından belirleniyor. Onların belirlediği rotalar da hem o ülkelere hem de o bölgede yaşayan insanlara kan, acı ve gözyaşı getiriyor. Kansız, acısız, gözyaşısız bir Türkiye ve Ortadoğu, hepimizin özlemini duyduğumuz bir gelişme olur. Bunun mücadelesini veriyoruz.”
‘Demokratik Ulus mutabakatıyla gerçek bir eşitlik zemini kurabiliriz’
“Bu topraklarda Türk var, Kürt var, Alevi var, Sünni var. Toplumun her renginden insanlar yaşıyor. Bu toprağın bütün renklerine uygun bir yaklaşım içerisinde olabilirsek; emin olun rotasını en doğru yere sürükleyen bir halde olabiliriz. Kimse bu ülkede kimsenin üzerinde değil ve kimse kimsenin gerisinde değil. Hepimiz bu ülkenin yurttaşlarıyız. Bu süreçte Demokratik Ulus mutabakatıyla gerçek bir eşitlik zemini kurabiliriz. Ortadoğu halkları ilk defa belki de başkasının senaryosuna bağlı kalmadan kendi senaryosunu yazabilir. Biz kendi senaryomuzu birlikte yazalım diyoruz.”
‘Bir kapı aralanıyor’
“Sayın Öcalan’ın çağrısı, rotamızı ve senaryomuzu yazabileceğimiz, çizebileceğimiz ve birlikte hareket edebileceğimiz bir kapı aralıyor. Kendi sözünü söyleyen, kendi kararını veren bir irade ortaklığı sağlamak bu süreçte mümkün. Demokratik bir Ortadoğu ve demokratik bir Türkiye geçmişte belki hayaldi, ancak emin olun, bu son süreçle birlikte artık hayal değil.”
‘Güven ortamının tesis edilmesi gerekiyor’
PKK’nin fesih ve silah bırakma kararını açıkladığı yeni sürece ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bakırhan, “Tarihi bir dönemde olduğumuz söyledik ama bu tarihi dönemde güven inşa etmek bu sürecin can damarıdır. Hem Kürt halkında hem Türkiye halklarında yürüyen sürece ilişkin bir tereddüt var, bir güven sorunu var” dedi.
“Bir sürecin layıkıyla devam edebilmesi için güven ortamının da tesis edilmesi gerekiyor” diyen Bakırhan, şunları söyledi:
“Bu güveni yeniden tesis edebilmek için hepimize görev ve sorumluluklar düşüyor. Önemli görevler düşüyor. En başta da AK Parti’ye düşüyor. En başta iktidar ve ortağına düşüyor. Yine bütün siyasi partilere düşüyor. Bu süreçte güveni tesis etmek, toplumu ikna etmek, toplumu bu yürüyen sürecin yanında konumlanmaya sevk edecek bir söylem, bir pratik içerisinde olmamız gerekiyor.”
‘Güven verici adımların da atılması gerekiyor’
“Güven sadece sözle mi olur? Tabii ki söz önemlidir ama sadece sözle olmaz, güven verici adımların da atılması gerekiyor” vurgusunu yapan Bakırhan, şunları kaydetti:
“Bugün bir yandan barışı konuşuyoruz, bir yandan cezaevlerine bakarken büyük bir acı yaşıyoruz. Hasta maphuslar meselesi vicdanları sızlatan acı bir gerçek. Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre, günde 2 hasta tutuklu hayatını kaybediyor cezaevlerinde. Bu dehşet tabloyu sona erdirmek barışın ilk ve en acil adımıdır. Bir diğer adımı da infaz düzenlemesine ilişkin olmalıdır. Yıllardır keyfi nedenlerle cezaevlerinde kalan binlerce insan adaletin aşınmasına neden oluyor. Bu sürecin odağında olan adalet duygusunu zedeleyen infaz kanunu artık demokratik standartlara göre yeniden düzenlenmeli. Cezaevleri boşalmalıdır ve cezaevinde bulunanların aileleri çifte bayram yapmalıdır diyoruz. Bu çerçevede çıkacak bir infaz paketini de destekleyeceğimizi, aksi halde kendi düşüncelerimizi dile getireceğimiz belirtmek istiyoruz.”
‘Kayyımlar demokrasiye aykırı’
Kayyımlara işaret eden Bakırhan, “Halkın iradesine müdahale eden kayyum uygulaması demokrasiye aykırıdır. Türkiye’nin barışını konuştuğu, barışını aradığı bu süreçte bu kayyum belasından Türkiye kurtulmadır” dedi.
“Bu ülkenin başkenti, dili ve bayrağıyla hiçbir zaman bir sorunumuz olmadı, hiçbir zaman da bizim konumuz değil” vurgusunu yapan Bakırhan, “Sesini duyuyorum endişeleri olanların, bunlar değilse siz ne istyorsunuz diyorlar? Derdimiz Türkiye’nin değerleriyle değil, rejimin demokratik olmayan karakteriyledir. Rejimin Kürt’ü kabul etmeyen karakteriyledir. Rejimin Alevileri eşit yurttaş saymayan karakteriyledir. Biz devlet+demokrasi formülünü savunuyoruz” diye konuştu.
‘Çıkar oyunlarını reddediyoruz’
“MHP ve AKP’yle işbirliği mi yapacaksınız?” sorularının yöneltildiğini belirten Bakırhan, “Net olarak söyleyelim, barış ve demokrasi bizden de, Cumhur İttifakı’ndan da daha büyüktür. Barış ve demokrasi yolunda ucuz siyasi hesaplar ve çıkar oyunlarını reddediyoruz. Toplumun ve siyasetin ortak ve acil barış ihtiyacını tüm farklılıklarımıza rağmen demokratik uzlaşıyla çözmekte kararlıyız” ifadelerini kullandı.