Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan ve görevden alınan Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, Karar Gazetesi aracılığıyla kamuoyuna seslendiği bir mektupla, Kürt sorununun çözümüne dair kapsamlı değerlendirmelerde bulundu. Özer, mektubunda hem geçmiş çözüm sürecinden dersler çıkarılması gerektiğine dikkat çekti hem de demokratikleşmeye dayalı yeni bir barış sürecinin zorunluluğunu vurguladı.
“Silahlar Sussa da Sorun Bitmiş Sayılmaz”
Kürt sorununun yalnızca güvenlik merkezli politikalarla çözülemeyeceğini ifade eden Özer, PKK’nin silah bırakma yönündeki açıklamalarının önemli bir fırsat sunduğunu ancak bu adımın kalıcı barışa evrilmesi için yeterli olmadığını belirtti.
“Silahların susması, barışın kendiliğinden gelmesi anlamına gelmez” diyen Özer, çözümün temelinin demokratikleşme olduğunun altını çizdi.
Üç Temel Gereklilik: Samimiyet, Siyasi İrade ve Cesaret
Barış sürecinin yeniden başlaması için üç temel unsurun şart olduğunu vurgulayan Özer, bunları şöyle sıraladı:
Samimi Niyet
Güçlü Siyasi İrade
Olağanüstü Cesaret
Kapalı kapılar ardında yürütülen girişimlerin değil, toplumun tüm kesimlerinin sürece dahil edildiği şeffaf bir yöntemin başarılı olabileceğini ifade eden Özer, halkın güvenini yeniden kazanmak için somut adımlar gerektiğini dile getirdi.
“Kayyumlar, Yasalar, Tutuklamalar: Üç Başlıkta Acil Adım Şart”
Prof. Dr. Ahmet Özer’in mektubundaki dikkat çekici bir diğer bölüm ise çözüm sürecinin önünü açabilecek üç kritik adımı içeren önerilerdi:
Kayyum Uygulamaları: Yerel seçimlerle işbaşına gelen belediye başkanlarının yerine kayyum atanmasına son verilmesi.
Yasal Düzenlemeler: Terörle Mücadele Kanunu (TMK) ve Türk Ceza Kanunu’nda değişiklik yapılarak ifade özgürlüğünün önünün açılması.
Tutuklu Siyasetçiler: Seçilmiş milletvekilleri ve yerel yöneticilerin serbest bırakılması.
Özer, “Dağdakini indireceğim derken seçilmişleri içeri alırsan toplum buna inanır mı?” diyerek sürece dair çelişkilere dikkat çekti.
“Demokratikleşme ve Hukuk Devleti Yolunda Atılacak Adımlar Belirleyici Olacak”
Türkiye’nin, önümüzdeki yıllarda bölgenin en saygın demokrasisi haline gelmesi için yapılması gerekenin, gerçek bir demokratik reform olduğunu belirten Özer, çözüm sürecinin seçim hesaplarına kurban edilmemesi gerektiğini ifade etti.
“İktidar sadece oy ve seçim derdine düşerse, hem kendine hem toplumsal barışa yazık eder” değerlendirmesinde bulundu.
“Kapsamlı Demokrasi Paketi Açıklanmalı”
Özer, hükümeti açık bir şekilde kapsamlı bir demokrasi paketi açıklamaya çağırdı.
“AKP açılım konusunda samimi ise bu samimiyetini kapsamlı bir reform paketiyle göstermelidir. Aksi takdirde bu süreç barışa değil, yeni kırılmalara neden olabilir.”
“Kürt Sorunu Çok Katmanlı, Çok Aktörlü, Çok Boyutlu Bir Mesele”
Mektubunda, Kürt sorununun Türkiye’nin iç barışını doğrudan etkileyen en ciddi meselelerden biri olduğunu belirten Özer, bu sorunun çözümünün tüm toplumsal kesimlerin, siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının ortak iradesiyle mümkün olabileceğini söyledi.
