Bu yazı kitap okumanın faydaları üstüne değildir. Beklentileriniz varsa baştan uyarayım. Siz de okumanın faydalarını biliyorsunuz da ondan.
Bugün çoluk-çocuk, kadın-erkek, kısacası herkes kitap okumak üstüne çok şey biliyor; o kadar duymuş, görmüş ki ezberlemiş artık; hayır, hayır bunlara da gerek yok içten içe seziyor. Daha doğrusu insanların bilmediği şey kalmamış gibime geliyor. Ne de olsa bilgi çağındayız. Bilgi, derin mi, yetkin mi, bilmem ama insanlar her konuda bilgiyle kendine göre deneyimler edinmiş. Kitaba ihtiyaç duyulmuyor yani.
Evet, bu ülkede milyonlarca insanın hayatı boyunca bir tek kitap okumadığı dile getiriliyor. Hem de okumanın önemi bilindikçe bu dram sürüyor. Günlük işlerle sıkıntılar, aile yükü, internete ve akıllı cep telefonlarına bakmak varken kitap okumak tümden unutuldu. Kitap okumak özlemle andığımız bir duygu, ne yazık! Yaşadığımız dünyanın ağırlığı ve zevkleri kitapları gereksiz duruma getirmiş adeta.
Oysa bir zamanlar kitaplar yasaklanmış, yakılmış; hatta kimi aristokrat aileler bazı kitapların yayınlamasını tekeline almıştı. Hal böyleyken kitaplar sevilip aranırdı, okunurdu. Kitap aşkı vardı.
Günümüzde kitap bolluğundan başka ne var? Her köşe başındaki kitapçılarda ve internet sitelerinde indirimli ucuz kitaplar bulunabilir; bu da yetmez, okumaya gerek yok, diyorsanız, Youtube’da isteyeceğiniz her türden kitabı sesli dinleyebilirsiniz. Yani bedavadan kitap okumuş olursunuz. Ha, evlerimizin dolaplarında, kitaplıklarında da kitap bulmak mümkündür.
Okumak benim neyime? Kim takar kitabı? Yine yasaklamalı, yakmalı, saklamalı mı kitapları? Değişir mi bir şeyler? Hiç sanmıyorum ya.
Bence yine de kitap okumayı yasaklamalı, kitaplara ulaşmak kolay olmamalı ve herkese kitap verip okuma tavsiyesinde bulunulmamalı. Kitaplar emekle, sevgiyle alışkanlıkla hak eden kimi seçkinlerin elinde olursa değer kazanacaktır. Hani kitap okumanın lazım olduğunu öğrenen bir kapıcı, bir garson veya çocuklarını özendirmek için bir ev hanımı okusa da ne olacak ki; nasıl değişecek, neyi değiştirecek? Devamı gelmediği sürece okuyacağı birkaç kitabın faydası nereye kadar? Üstelik kitap aşkı çocuklukta, okumuş bir örnek seçmekle, değişmeye karar vermekle başlar. Çocukluk özleyişleri, örnek alınacak okumuş insanların azlığı (eskiden ayaklı kütüphane dediğimiz insanlar vardı), kararsızlığın yaşanması yüzünden internet siteleri ve cep telefonlarının varlığından kitap okumaya sıra gelmez.
İlginçtir ki kitap okuyanlara hem tuhaf hem de beğeniyle bakıyorlar.
Bana göre kitap okumanın en iyi faydası ile yazımı noktalayayım; fayda mayda eklemeyecektim ama olsun: Sözcüklerin büyüsü sevgide, dostlukta ve ailede ilişkileri güçlendirir. Duyarlılık ve incelikten yoksun sözcüklerden kurtulup düşsel ve zihinsel olarak zenginleşmiş daha etkili iletişimler yaratmakla kalmayıp anlamı ve hayatı derinleştirir.
Ne mutlu ruhunu yazarak okuyarak besleyenlere… Kutlarım sizi 👍
okumak oldukça azaldı. zaten herkesin de harcı değil. öyle kısa ve beylik internet yazılarına kaldı millet. hatta bu durumda pek çok yazarın da sözlerini değiştirip çarçur ettikleri gibi yazarı da gerçek ve nitelikli okurdan soğuttular. ne yazık! ama okumak ve yazmak sanatının giderek seçkinleşmesi sevindirici. doğrusu iki-üç okuyucu yeterdir bize. slmlar. başarılar dilerim…
okur epey azaldı. gerçi, okumak da herkesin harcı değil diyebilirim. millet uzun soluklu yazıyı okumuyor. beylik ve sıradan internet yazıları onlar için daha doyurucu gibi. öyle ki internette birçok yazar ve sanatçıyı-onların sözü mü yoksa değiştirilmiş mi bilip anlayarak fark edemiyoruz,-çarçur edilmiş olup gerçek ve nitelikli okurdan soğuttular.ne yazık! fakat doğrusunu söylemek gerekirse okuma ve yazma sanatının git gide özelleşmesi ve seçkinleşmesi bana kalırsa epey sevindiricidir. en doğru ve gerçek olansa iki-üç okuyucu yeterlidir bize. slmlr ve başarılar…