Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Sözcüsü Ömer Çelik, PKK’nin bütün şube ve uzantılarıyla feshedilmesinin esas amaçları olduğunu belirtirken, SDG’nin entegrasyonuna ilişkin, “Bir ülkede iki ordu, silahlı güç olmaz.” dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) Toplantısı’na ilişkin parti genel merkezinde açıklamalarda bulundu.
Yıl sonuna yaklaşılırken Mecliste barış süreci çerçevesinde çalışmalarını sürdüren Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonun önemli bir aşamayı tamamladığını belirten Çelik, bugün gelinen noktada raporların yazılıp, siyasi partiler tarafından Meclis Başkanlığına teslim edildiğini kaydetti.
Siyasi partilerin raporları arasında zıtlıklar olduğuna işaret eden Çelik, bunun Parlamento çalışmasının esası olduğunu savundu.
Barış süreci kapsamında PKK’nin feshi konusuna değinen Sözcü Çelik, “Burada kilit nokta fesih konusunun bir retorik olmaktan öte fiili durum haline geleceği silah bırakma, silah yakma, silahları teslim etme dediğimiz sürecin devam etmesidir. Tabii bu entegre olarak terörsüz bölge dediğimiz süreçle de yakından alakalıdır. PKK terör örgütünün bütün şube ve uzantılarıyla yani Suriye’deki SDG, İran’daki PEJAK, Avrupa’daki ideolojik ve finansal illegal yapılanmalarıyla birlikte feshedilmesi esas amaçtır.” diye konuştu.
Süreçte olgunlukla hareket edilmesi gerektiğine işaret eden Çelik, “Odağımız, PKK terör örgütünün feshi ve bunun gerçekleşmesi için silahların yakılması, bırakılmasıdır.” ifadesini kullandı.
Açıklamasında Suriye’deki duruma da değinen Çelik, tek Suriye ve tek ordu ilkesi çerçevesinde, ulusal bir bütünlük oluşması gerektiğine işaret ederek, “Suriye’de yeni çatışma çıkmasın. Suriye’de yeniden kan dökülmesin. Bunun yolu olarak da diyoruz ki çok net bir şekilde 10 Mart mutabakatına uyulması halinde, bu yapı Türkiye için bir tehdit olmaktan çıkacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) 10 Mart Anlaşması’na uyması gerektiğinin altını çizen Ömer Çelik, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Bunun ne manaya geldiğini başka ülkelerde görüyoruz. Bir ülkede iki ordu olmaz, bir ülkede iki silahlı güç olmaz. Ordu düzeyinde bir ülkede iki tane silahlı güç olacağı düşünülüyorsa, bunun sonu iç savaş senaryosudur. Böyle bir senaryoda Araplar, Türkmenler, Kürtler, Aleviler, Sünniler, Nusayriler, Ezidiler, Şiiler herkes kaybeder. Bizim arzu ettiğimiz şey burada Türk’ün, Kürt’ün, Arap’ın hepsinin kazandığı kardeşçe, onurlu, refah dolu, barış dolu bir geleceğin yakın bölgemizde gerçekleşmesidir. Ortaya gelen tabloda ’10 Mart mutabakatını kabul ediyorum ama ben bu mutabakatı bloklar halinde uygularım’ demek aslında ordu içinde yeni bir ordu olarak faaliyet göstereceğim demektir ki bunun ne manaya geldiğini hepimiz biliyoruz. Bu sözler niye söyleniyor? Maalesef bir yanlışlık yapılıyor.”
“Türk’ün, Kürt’ün, Arap’ın üzerine hiç kimse ne vekalet savaşlarıyla ne terör örgütleriyle gölge düşürmeye kalkmasın. Bu bugünün meselesi de değildir. Bu, Orta Doğu’da uzun zamandır oynanan bir oyundur.” diyen Ömer Çelik, “Biz, Türk’ün, Kürt’ün, Arap’ın ebedi kardeşliğine en güçlü bağlarla bağlı olarak bütün bunlar kan dökülmeden çözülsün, buralarda istikrar olsun ve bu şekilde devam etsin istiyoruz. Onlar da hükümette, parlamentoda yer alsın istiyoruz ve artık kimse birilerinin vekalet savaşının parçası olmasın. Burada akılla, hikmetle, basiretle hareket etmek lazım. Öbür türlü hareket edilirse, o yolun sonunun nereye çıkacağı zaten belli.” diye konuştu.







