Psikolojimiz de sallandı

featured

Her gelen gün, geçen günü aratacak kadar kötü geçiyor ömrümüzden… Kötü günlere çok fazla mı şükür çektik te musibetlerin ardı arkası kesilmedi?
Ayetlere ve hadislere baktığımızda musibetlere şükredilmez ”Hamd” edilir noktasında uyarıda bulunulduğunu görmekteyiz. O halde güzel günlere ve iyiliğe karşı” şükretmek ” musibetler karşısında ise ”ELHAMDÜLİLLAH ” demeyi kendimize huy edinelim.
Giden canından oldu, kalan ise aklından olacak bu gidişle. Zaten çok mükemmel olmayan ruh sağlığımız Corona vürüs salgınıyla sarsılarak hasar almıştı. Tam bitti derken, çırpınan ekonomi karşısında tekrar sarsılarak ağır hasarlı seviyesine geldi. Ülkemizde yaşanan deprem felaketiyle de tekrar sallanarak yıkıldı.
Toplumun büyük bir kesimi kendi evinin için de çarpılmışçasına korkuya kapılmış durumda.
Türlü türlü deprem zillerini icat edeni mi dersiniz,
gözünü bir an olsun avizeden ayırmayanı mı dersiniz, sürekli deprem olduğunu hissedeni mi dersiniz, yaşadığı depremin dehşetini korkusunu bir tek o yaşamışçasına etrafa hayretler içerisinde anlatanı mı dersiniz. Ne diyorsanız deyin. Ben, toplum olarak tanısı rahatlıkla konulabilecek bir hastalığa yakalandığımızı yazabilirim.

Psikolojimiz de sallandı

”Vertigo hastalığı”
Vertigo, sabit dururken oluşan dönme veya sallanma hissidir. Etraftaki cisimlerin dönüyor olması, boşlukta kendini düşüyor hissetmek, yerin ayağın altında kayıyormuş gibi hissedilmesi, sürekli deprem oluyor gibi hissetmek vb. gibi tanımlamaları ‘’vertigo” için kullanılmaktadır
Siz de depremden sonra sık sık sallanıyormuş gibi hissediyor musunuz?
İnanın evet cevaplarınızı duyar gibiyim.
Depremler yıkıcı olsun veya olmasın, kişilerde travmatik izler bırakabilir.
Ülkemizde yaşanan deprem felaketinin ardından yıkılan binaların altında atılan yardım çığlıkları, ortaya çıkan yağmacıları, fırsatçıları gördükçe yarın öbür gün enkaz altında kalırsam eğer sesimi duyan olur mu? Kurtulur muyum, kurtulursam kim tarafından nasıl yağmalanırım yada bir lokma ekmeğe ihtiyaç duyduğum an birilerinin kamerayı ağzımın içine sokup bunu milyonlara izletir mi? düşünceleri insanı psikolojikmen en dibe çekiyor.
Depremde ölmese bile yaşadıklarının ruhsal şiddetinde ölmeyi arzulayabilir insan.
Şuan bütün ülke psikolojik olarak enkaz altında.
Önlem alınıp rehabilite edilmediği taktirde muhtemelen artacak intihar vakalarında sonra, ruhsal enkazı giderebilme pekte kolay olmayabilir.
Deprem korkusu, ölüm ve kaybetme korkusudur ama gerçekte depremin kendisinden değil potansiyel sonuçlarından, ölmekten ve sevdiklerimizi kaybetme ihtimalinden dehşete kapılabiliriz.
Evet, hayata kalabilmenin ilk yardımında öncelikle barınma ve fiziksel ihtiyaçlar ilk başta gelse bile ruhsal desteğe de ihtiyacın ne kadar büyük olduğunu belirtmek isterim…

Yorumlar kapalı.



Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Batman Burada ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!