Merhaba sevgili okurlar, öncelikle herkesin geçmiş bayramını en içten dileklerimle kutlar, sağlık ve mutluluk dolu nice bayramlar dilerim…
Bu bayramın yaz ayına denk gelip, tatil süresinin de uzatılmış olması büyük bir yoğunluğa neden oldu.
Öyle ki bayramı evinde geçirenler bile farklı araç ve fincan modellerinin yanı sıra uçak bileti storyleri izleyerek, monotonluktan kurtuldu.
Malum yaz aylarında memleketimiz yanıyor. Bu nedenle gidebileni tutabilmek mümkün olmuyor.
Kimi imkânı olduğu, kimi yakını olduğu için serin yerlere gitmeyi tercih ederken kimi ise sıcaktan, borçlardan nasıl kurtulacağını düşünemediği için kredi çekip düşünmeye gidiyor.
Kalanlar ise kafalarında deli sorular ile Nihat Hatipoğlu’na ulaşmaya çalışıyor.
– Bu Dünya’da yanmamız diğer Dünya’daki günahlarımızı eksiltir mi?
Gerçi bizim memlekette yanmak için yazın güneşine veya odunun ateşine bile gerek yok.
-Verim alamadığımız toprağa küsüp her yıl yeniden anız yakarız.
-Sıcak kanlı oluşumuzdan, bir derde bin defa yürek yakarız.
-Haberimiz olmadan belaya düşer, mapuslarda ömür yakarız.
-Bir güzele aldanıp sevdaya düşer, söndükçe sebep katıp gönül yakarız.
-Yüzümüze her güleni dost belleyip, nerede hata yaptık diye akıl yakarız…
Doğal olarak bunca ateş yanarken güneşte yangınlara körükle geliyor…
